Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle geçen yıl küresel karbon emisyonlarında yüzde 6 ile rekor düşüş yaşandı, kara ulaşım sektörü emisyonların azalmasına en büyük katkıyı sunan sektörlerden oldu.
Küresel emisyonların yaklaşık yüzde 25'inden sorumlu olan ulaşım sektöründe bu oranın azaltılması iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinin yakalanmasında kritik rol oynarken, ekonomilerin salgının yaralarını sarmaya çalıştıkları bu dönemi fırsata dönüştürerek bisiklet, elektrikli araç ve entegre ulaşım sistemlerinin daha fazla yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyuluyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Güneş Cansız, AA muhabirine, salgınının başlangıcından beri dünya genelinde şehir içi hareketliliğin yüzde 50-90 azaldığını söyledi.
Türkiye'de de salgının ilk döneminde şehir içi toplu taşıma talebinde yüzde 90'u bulan düşüş olduğunu aktaran Cansız, salgının daha güvenli, çevreci toplu taşıma gibi diğer ulaşım türleriyle bütünleşik bir sistem oluşturmak için fırsat verdiğini dile getirdi.
Cansız, özellikle bisikletin Avrupa'da sürdürülebilir ulaşımda önemli yer taşıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Avrupa’da bisikletin mevcut kullanımından yıllık 3 milyon litreden fazla yakıt tasarrufu yapılıyor. Bu tasarrufun karşılığı ise 4 milyon avro. Bisiklet kullanımı yılda 16 milyon tondan fazla karbon emisyon salımını önlüyor. Bisiklet kullanımıyla karbon ayak izimiz, arabayla yapılan yolculuğa göre yaklaşık yüzde 75 azalacak. Bir kilometrelik yolculukta petrol yakıtlı bir araba yaklaşık 196 gram, dizel yakıtlı bir araba yaklaşık 171 gram karbon emisyonu salımı yaparken bisikletle yapılan yolculuklarda 16-50 gram arası karbon emisyonu salımı yapılıyor. Özellikle kısa mesafeli yolculuklarda bisiklet kullanımı karbon ayak izinin düşük tutulması açısından oldukça büyük önem taşıyor."
Cansız, Hollanda'da yaklaşık 4, Danimarka'da 6, Almanya, İsveç ve Finlandiya'da ise her 10 yolculuktan birinin bisikletle yapıldığını ifade etti.
"Bisikletli ulaşımla ilgili eylem planları hazırlanmalı"
Sürdürülebilirlik için bisikletli ulaşıma odaklanılmasının önemine işaret eden Cansız, "Türkiye'de bisikletin ulaşımdaki payı sadece yüzde 2. Bisikletin en çok kullanıldığı şehirlerde bile bu oran yüzde 5. Avrupa ülkelerinde ise bu oran yüzde 45 civarında." dedi.
Cansız, Türkiye'nin bisikletli ulaşım için çok hızlı adımlar atması gerektiğini belirterek, bisikletli ulaşımla ilgili eylem planları hazırlanması, bu kapsamda toplanan verilerin analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
Bu kapsamda bazı şehirlerde çalışmalar yapıldığını aktaran Cansız, "Türkiye için orta vadede her 10 yolculuktan 1'inin, uzun vadede ise her 4 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılmasını hedefliyoruz. Ayrıca kısa mesafelerde yani 5 kilometre altı her 3 yolculuktan 1'inin bisikletle yapılmasını, kişi başına en az 1 bisiklet sahipliği, okullarda bisiklet sürüş eğitiminin verilmesi ve toplumda farkındalık oluşturmak için de çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Entegre ulaşım sistemleri ve enerji verimliliğiyle 70 trilyon dolar tasarruf mümkün
Cansız, iklim değişikliğiyle mücadelede dünya nüfusunun yarısına ev sahipliği yapan kentsel alanların önemini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"2030'a kadar şehirler, yalnızca binalardan ve bireysel araç kullanımından yılda yaklaşık 8 milyar metrik ton karbondioksite sebep olabilir. Kompakt, toplu taşıma odaklı kentsel gelişim, daha iyi arazi kullanımı ve enerji verimli ulaşımla karbon emisyonları 2030 yılına kadar 6 milyon ila 1,9 milyar metrik ton azaltılabilir. Aynı şekilde, düşük karbonlu bir elektrik sistemine geçiş, küresel finans sisteminin kapasitesini 2015 ile 2035 yılları arasında 1,8 trilyon dolar artırabilir. Entegre ulaşım sistemleriyle kent içi ulaşım sistemlerinde enerji verimliliğini artıran politikalar uygulanabilirse 2050'ye kadar araçlar, yakıt ve ulaşım altyapısı üzerinde yapılan harcamalardan yaklaşık 70 trilyon dolar tasarruf sağlanabilir."