Uzmanlar, geçtiğimiz 100 yılın son 10 yılının küresel ısınma nedeniyle sıcaklık artışlarının en fazla hissedildiği yıllar olduğuna dair uyarılarda bulundu. Dünya çapında pek çok bölge bu yıl içerisinde alışılmadık sıcaklık seviyeleriyle karşı karşıya kaldı. Bahar mevsimlerinde bile insanlar bahar yorgunluğu adı altında birçok ruhsal duygu değişimleri yaşarken küresel bir ısınma ve yaşanan sert mevsimsel geçişler insan psikoloji üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaya başladı. Bahar mevsiminin istenilen şekilde yaşanamaması, sıcaklık dengelerinin bozulması gibi etkenlerin insan üzerinde kaygı bozukluklarına sebebiyet verdiğini dile getiren Esenyurt Üniversitesi'nden Uzman Psikolog İlkay Soykal aynı zamanda gelecek nesiller için de uyarılarda bulundu.
"Hamileler hafızayı olumsuz etkileyen nörotoksinlere dikkat etmeli"
Gebe kadınlarda küresel ısınma nedeniyle çocuğu direk etkileyen iki aşama olduğunu ifade eden Soykal, "Gebe bir kadın var ve mevsimsel geçiş sürecinde yaşıyor diyelim. Sürekli mevsimlerin zihnindeki o eski bilgilerle örtüşmediğini gördükçe ve beklentisi karşılanmadığı için karamsarlık ve kaygı tablosu fazla olacaktır. Bu durum da fetüsteki bebeği direk etkileyebilir ve sonrasında da çocukta da aynı sorun ortaya çıkabilir. Bir diğer aşama ise iklim değişikleri ve küresel ısınma ile birlikte çevre kirliliği. Sularda ve su ürünlerinde kirlenmeler var. Biz su ürünlerini, özellikle midye istiridye gibi dip balıkların tüketen insanlarız. Dolayısıyla o nörotoksinleri fazla veya az miktarda bile alsak bunlar bizim hafızamızı olumsuz yönde etkiliyor. Bu yüzden de gebe bir kadın bu ürünleri tükettiği zaman, çocuk ileriki yaşlarda öğrenmeyle ilgili özellikle eğitim aşamasında biraz daha zorluk yaşayabilir" dedi.
"'Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır' sözü artık rafa kaldırıldı"
Mevsimlerin artık kendi zamanlarında yaşanmadığına, yaz kış fark etmeksizin yağış ve sıcaklıkların değişkenlik gösterdiğini söyleyen Uzman Psikolog İlkay Soykal, "Öncelikle iklim değişiklikleri insanlarda mevsimlerle ilgili beklentileri biraz altüst ediyor. İnsanlar mevsimine göre hazırlanıyor fakat iklime uymayan durumlardan dolayı hastalıklar baş gösterebiliyor. 'Mart bir türlü gelmedi' diyen insanlarımız oluyor. 'Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır' sözü artık rafa kaldırıldı. İnsanlar mart ayında bile artık çok rahat piknik yapabiliyorlar. Artık beklentiler karşılanmadığı için kaygıların arttığını, karamsarlık tablosunun ortaya çıktığını ve hastalıklarla uğraşmaktan dolayı tükenmişlik sendromu gözlemleyebiliyoruz. Kentte yaşayan insanlarla kırda yaşayan insanların kendi yaşam çerçevesinde zorluklar çekmesi de önemli bir konu. Kentte yaşayan insanlar mevsimine göre giyinme probleminde kaygı yaşıyor. Kırsal kesimlerde yaşayan insanları ise geçimini topraktan ve hayvandan elde ettikleri için olumsuz hava şartları bütçe sarsılmalarına sebebiyet veriyor bu da karamsarlık ve kaygı tablosunu ortaya çıkarıyor" şeklinde konuştu.
"Psikolojimizi düzeltmek için neler yapmalıyız?"
Küresel ısınma ile birlikte artan karamsarlıklar ve kaygı bozuklarıyla birlikte, ikilemde kalma durumlarımız gibi psikolojik sorunlarla nasıl baş edeceğimize de değinen Soykal, "İnsanların düzenli olarak iklimsel haberleri doğru bir şekilde takip etmesi ve bunu gerçekçi bir şekilde öğrenmeye çalışması gerekmektedir. Hiçbir şekilde spekülasyona maruz kalmaması lazım. Doğrudan uzmanlar ve eğitmenlere başvurulmasını öneririm. Bu sadece yaşadığı yer için geçerli değil, Avrupa'daki bir iklim, rüzgar etkisiyle bize doğru da gelebilir. Klasiktir, 'Sibirya soğukları geliyor', 'Afrika sıcakları geliyor' lafını çok duyuyoruz. Dolayısıyla biz sadece yaşadığımız yerin iklimsel özelliklerini değil, bütün dünyanın iklimsel özelliklerini dikkate alırsak ve sürekli doğru bir şekilde bilgilenirsek bu bizim için daha yararlı olur. Bir diğeri çevre konusuna daha da duyarlı olmalıyız. Özellikle küresel ısınmanın artmasına sebep olan gazları daha az tüketmeyi sağlayacak filtreler kullanılması gerekiyor. Aydınlatıcı bilgileri çevremize mümkün olduğunca yayabiliriz. Ayrıca Amerikan Psikologlar Birliği'nin web sitesinde küresel ısınma ile ilgili bilgiler var. Anında sayfanın Türkçe çevirisi de oluyor, oradan da yararlanılabilir. Artık dünyada iklim psikolojisi alanında uzmanlaşan psikologlar var. Bu anlamda bizim de ülke olarak insanları küresel ısınmaya hazırlamak adına iklim psikolojisi alanında uzmanların yetişmesine biraz daha destek verilebilirse daha iyi olur" ifadelerine yer verdi.
Ayrıca Soykal kendi çabalarımızla psikolojik sorunlarımızı, karamsarlık ve kaygı tablomuzu düzeltemediğimiz durumlarda uzmanlardan ve alanında profesyonel olan psikologlardan destek alınması gerektiğini söyledi.
"İklim psikologları çocukları gelecek sorunlara hazırlayabilir"
Son olarak da Türkiye'deki psikologların Amerikan Psikologlar Birliği ilkeleri doğrultusunda ilerlediğini ve eğitimler aldığını belirten Soykal, "Amerikan Psikologlar Birliği, dünyada merkezi bir birimdir. Biz de burada psikoloji eğitiminde onların ilkeleriyle hareket ediyoruz. Onların başkanlığına baktığımızda iklim ve çevre psikolojisi adı altında bir eğitim alanı görüyoruz. Bu alanda yüksek lisans ve doktora çalışmaları var. Peki, nedir bu iklim psikolojisi ya da iklim ve çevre psikologları ne yaparlar? İnsanları iklim özelliklerine ve iklimsel değişikliklere karşı hazırlayıp eğitim verirler. Hem aileye hem ergenlere hem çocuklara değişen iklimle birlikte insanların ruhsal durumları ve karakteristik özellikleri nasıl etkilenir gibi soruların cevabını verir ve onlarla ilgili aydınlatıcı bilgiler sunar. Özellikle çocuklara iklim, çevre sağlığı ve küresel ısınmayla ilgili bilgilendirmeler erken yaşta verilirse ilerideki kuşaklar bu değişiklikleri en az zararla daha bilinçli bir şekilde geçirmiş olurlar. Bu kapsamda çevre mühendisleri, iklim ve çevre psikologlarıyla beraber çalışılırsa gayet yararlı bir sonuç olabilir" ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 22 Ocak 2020, 15:39