Doğaya açılmak bir çok insan için günümüzde giderek daha çok kişi tarafından kabul gören bir kaçış. Yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki bu kaçışın beynimiz ve sağlığımız üzerinde tahmin ettiğimizden daha çok olumlu etkisi var.
Günümüzde insanların özellikle de çocukların açık hava yerine kapalı yerlerde zaman geçirdikleri bir toplumda yaşıyoruz. Doğanın beynimizi nasıl geliştirdiğine ilişkin bulgular sağlıklı, mutlu ve yaratıcı bireyler olabilmek için doğada daha fazla zaman harcamamız gerektiğini gösteriyor bizlere. Doğanın beynimizi ve bedenimizi nasıl etkilediğini gösteren çalışmalardan bazıları.
1. Doğada olmak stres azalır
Yürüyüşün ve herhangi bir fiziksel aktivitenin stres ve endişeyi azalttığı bilinen bir gerçek ancak Japonya’da gerçekleştirilen bir deney sonucuna göre ormanda yürüyüş yapanların kalp atım hızları ve kalp atış hızı değişkenliği ölçüldüğünde, sonuçlar gösteriyor ki doğada yapacağınız yürüyüşün kalbinize olan katkısı, şehir ortamında yaptığınız yürüyüşten çok daha fazla.
2. Doğada yürüyüş yapmak, zihin sağlığı üzerinde olumlu etkiye sahiptir.
Stanford Üniversitesi’nden Gregory Bratman, doğanın ruh halimiz üzerindeki etkilerini araştırıyor. Bratman’ın iddiasına göre, eğer araştırmacılar insanların doğada yürüyüş yapmadan önce ve yaptıktan sonraki zamanlarda beynin çalışma şeklini takip edebilirlerse, doğanın insanların zihinleri üzerindeki etkisi gözlemlenebilir.
Bratman ve ekibi öncelikle 38 tane sağlıklı, şehirde yaşayan yetişkin insana bir anket uyguluyorlar ve onların saplantılı düşünme seviyelerini öğreniyorlar. Bunun yanı sıra katılımcıların prefrontal kortekslerinin çalışma şeklini de gözlemliyorlar.
Daha sonra katılımcıları rastgele ikiye bölüp, yarısından yapraklarla dolu, sessiz ve parkı andıran Stanford kampüsünde 90 dakika yürümelerini istiyorlar. Katılımcıların diğer yarısı ise, gürültülü ve yoğun olan otobanda 90 dakika yürütülüyor. Katılımcıların herhangi bir şekilde müzik dinlemelerine ya da birisinin onlara eşlik etmelerine izin vermiyorlar. Sadece kendi yürüyüş hızlarında yürümelerini istiyorlar.
Yürüyüş süreleri bittikten hemen sonra katılımcılar laboratuvara alınıyor ve anket ile beyin testi tekrar uygulanıyor.
Beklenildiği üzere, otobanda yürüyenlerin zihinlerinin sakinleşmediği gözlemleniyor. Prefrontal kortekslerinin çalışmasının halen yüksek olduğunu ve saplantılı bir şekilde düşünme testi sonuçlarının değişmediğini fark ediyorlar.
Diğer taraftan, yeşillik bir alanda yürüyüş yapanların mental sağlıklarında hissedilir bir gelişme olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle ankete verdikleri cevaplarda hayatlarındaki pozitif yönleri ortaya çıkarıyorlar. Aynı şekilde, beyin testinde de prefrontal kortekslerinin çalışmasının azaldığı gözlemleniyor.
3. Doğada bulunmak yorgunluğunu hafifletir ve yaratıcılığı arttırır.
Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte beynimiz sürekli olarak bir bilgi bombandırmanı altında ancak bu da zihinsel yorgunluğun ve tükenmişliğin temel nedeni.
Bilim insanları “dikkat restorasyonuna” ihtiyacımız olduğuna inanıyor. Strayer bu araştırmacılardan birisi. Beyninizi çoklu görev için kullanmaya başladıysanız, bunu bir kenara bırakıp tüm gadgetlar olmadan bir yürüyüşe çıkarsanız, prefrontal korteksin iyileşmesine izin verirsiniz ” diyor ve ekliyor”İşte o zaman yaratıcılık, problem çözme düzeyinde artış ve duygusal iyileşmeleri görebilirsiniz.
4. Doğa, nazik ve cömert olmanıza yardımcı olabilir.
California Üniversitesi tarafından sürdürülen bir deneyde Juyoung Lee, Dacher Keltner ve diğer araştırmacılar cömert olma, güvenilirlik, diğerlerine karşı yardımseverlik gibi ve hangi faktörlerin bunları etkileyeceğini araştırırken doğanın bu konudaki potansiyelini fark ettiler.
Ancak tahmin edebileceğiniz gibi doğa bizim içimizdeki insani tarafı beslemekte…
Kısacası doğa bize enerji verir, bizi mutlu eder, hayatımızda oluşan günlük stresleri hafifletmemize yardımcı olur, yaratıcılığın kapısını açar ve başkalarına karşı nazik davranmamıza yardımcı olur.
Unutmayın, sürekli bir cihazda veya ekranın önünde durursanız, muhteşem bir şey kaçırırsınız: Gerçek dünyayı…
Güncelleme Tarihi: 14 Haziran 2019, 17:45