Bilim insanları, doğal afetlerin kadına karşı şiddeti yaratan tetikleyici unsurları artırdığını tespit etti.
Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'nun (LSHTM) düzenlediği çalışma BMJ Global Health'te yayımlandı.
Independent Türkçe’nin derlediği habere göre araştırma, doğa felaketlerinin kadına yönelik şiddet üzerindeki etkilerini küresel anlamda değerlendiren ilk çalışma niteliğinde.
Bilim insanları sel, kuraklık, kasırga, deprem gibi doğal afetlerin kadına şiddet konusundaki rolünü farklı bağlamlarda inceleyen toplam 37 çalışmayı değerlendirdi.
Bunlardan 20'si nicel, 16'sı nitel (anket ve vaka çalışmaları) ve biri de karışık yöntemle düzenlenmişti.
20 nicel çalışmadan 8'inde doğal afetlerle kadınlara karşı şiddetin artması arasında doğrusal bir ilişki, 4'ünde de belirli şiddet türüyle ilişki tespit edildi. Araştırmaların 5'inde herhangi bir bağlantı gözlemlenmezken, diğer iki çalışmada da doğal afetlerden sonra kadına karşı şiddette yüksek artış gözlemledi.
Öte yandan bilim insanları, nicel araştırmalar bağlamında erkek şiddeti olaylarının genelde ihbar edilmediği ve raporlaştırılmadığının da gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.
16 nitel ve bir karışık yöntemli çalışmanınsa hepsinde doğal afetlerden sonra kadına şiddet olaylarına neden olan tetikleyicilerin arttığı belirtildi.
Çalışmada üç temel tetikleyici belirlendi.
Bunlardan ilki ekonomik sıkıntı, akıl sağlığı sorunları ve travma gibi şiddet olaylarına yol açabilecek stresörlerin artması. İkincisi denetim, sağlık ve destek hizmetlerinin eksikliği, aile yapısının zarar görmesi ve toplumdan izole olma gibi durumların artmasıyla şiddet olaylarının yaşanabileceği ortamın oluşması. Üçüncü unsurlar arasındaysa halihazırda şiddete neden olan toplumsal sorunlar, cinsiyet eşitsizliği, kadınların temsil edilememesi ve kapsayıcılıkla ilgili sorunların kötüleşmesi yer alıyor.
LSHTM'den çalışmanın başyazarı Alyssa Thurston, "İklim kriziyle ilgili felaketlerin örüntüsü değişirken ve bunlardan etkilenenlerin sayısı artarken, kadınlara yönelik şiddetin anlaşılması ve önlenmesi küresel öncelik olmalıdır" dedi.
Öte yandan bilim insanları araştırmanın metotlarının geliştirilmesi gerektiğini belirterek "daha yüksek kaliteli ve detaylı hazırlanmış" çalışmaların yapılması gerektiğini de ekledi.