TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, kuraklığın dünyada önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirtti.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi süreciyle birlikte gıdanın öneminin daha da arttığını ifade eden Bayraktar, "Gıda ve Tarım Örgütü Gıda Fiyatı Endeksi'ne göre; küresel gıda ticareti kasım ayında sert bir şekilde yükselerek son altı yılın en yüksek fiyat seviyelerini gördü. Gıda fiyatları, 6 aydır aralıksız yükselişine devam etti. 2021 yılı ise 2020 yılından daha risklidir. Çünkü bu riski kuraklık oluşturmaktadır. Ülkemizdeki kuraklık, üretimi olumsuz etkileyecektir. Aralık ortalarına kadar yağış alamazsak, risk daha çok artacaktır. Önümüzdeki yıl buğday başta olmak üzere, bitkisel ve hayvansal ürünlerde ihracat yasaklarıyla karşılaşabiliriz. Yine buğday başta olmak üzere, stratejik ürünlerde belli bir miktar stok yapmak zorundayız. Eskiden olduğu gibi iç piyasada fiyatlar yükseldiğinde gümrükleri düşürsek bile ucuz fiyattan ürün bulmak mümkün değildir. Kuraklığın boyutları artarsa, paramız olsa dahi, ürün bulmak mümkün olmayacaktır. Yerli ve milli üretimden başka çaremiz yoktur. Ülkemizde boş toprak kalmamalıdır. Çiftçimizin terk ettiği boş, ekilmeyen topraklar üretime kazandırılmalıdır" dedi.
"En çok etkilenen ürün buğday"
Türkiye'de kuraklıktan en çok etkilenen ürünün buğday olduğunu kaydeden Bayraktar, "İklim, buğday için en önemli faktör konumundadır. Bugünlerde ekilişleri tamamlanmak üzere olan buğdayın üretimi, bu yüzden dalgalanmalar göstermektedir. Geçen yıl fiyatlardan memnun olan buğday üreticileri bu yıl ekim alanlarını genişletti. Üretici bu seçiminden dolayı da bir endişe içinde beklentiye girmiştir. Pandemi sürecinde artan döviz kurlarından dolayı girdilerdeki artışlar ürün maliyetlerini yükseltmiştir. Kuraklıktan dolayı, bir de verim kayıpları göz önüne alındığında, 2021 yılında üreticinin maliyeti katlanarak artacaktır. Bu nedenle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), alım fiyatlarına dikkat etmelidir. Buğday fiyatları açıklandığında üretici tüccara yönelmektedir. Böyle bir ortamda tüccar buğdayı stoklarken, piyasada fiyatlar yükselmekte, TMO başta buğday olmak üzere, üreticiye verdiği fiyatın çok üzerinde fiyatlarla ithalat yapmaktadır" diye konuştu.
"2030'lu yıllarda daha da artacak"
Şemsi Bayraktar; sıcak hava dalgalarının, orman yangınlarının, kuraklığın ve şiddetli yağışların 2030'lu yıllarda daha da artacağını belirterek, "İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biri Doğu Akdeniz Havzası'dır. Bu havzada yer alan ülkemizde pek tabii olarak küresel iklim değişikliğinin etkilerini yoğun bir şekilde hissedecek. Küresel ısınma; kurak alanları ve çölleşmeyi artırıyor. 21'inci yüzyılda kuraklıkların sıklık ve yoğunluğunun özellikle Akdeniz bölgesinde ve Güney Afrika'da artacağı tahmin ediliyor. Bu durum; daha şiddetli su kıtlığı, daha fazla toprak erozyonu, bitki örtüsü tahribatı, orman yangını, biyolojik çeşitlilik kaybı ve gıda arzının riske girmesi anlamına geliyor" ifadesini kullandı.
"Böyle devam ederse ihtiyaç duyulan ürünlerde sıkıntı yaşanacak"
Türkiye'nin her yerinde bir yağış azalması görüldüğünü, baraj ve göletlerde su seviyelerinin ve nehirlerde akış debilerinin düştüğünü kaydeden Bayraktar, "Yeraltı suları azalmış durumda. Su zengini bir ülke olmadığımız kesindir. Uzun vadede; diğer sektörlerin ve konutların da kullandığı toplam suyun yüzde 78'ini kullanan tarım sektörü endişeli. Kısa vadede; sonbaharda ekilen, kuru tarımda bulunan ürünler su bekliyor. Kuraklık böyle devam ederse ilkbaharda ekilecek, suya daha çok ihtiyaç duyan ürünlerde de sıkıntı yaşanacak. Genel olarak yerküreye yağan toplam yağışlarda çok fazla değişiklik olmasa da yağış rejiminin değişmesi büyük sorunlar yaratıyor. Artık öyle bir durum oluştu ki yeni üretim sezonunda beklenen yağış bir türlü gerçekleşmiyor. Tarımda kuraklık, bitkinin suya ihtiyaç duyduğu belirli bir kritik dönemde yeterli toprak neminin olmamasıdır. Bu durum ürün veriminde önemli kayıpları meydana getirmektedir. Türkiye'de kuru alanlarda yetiştirilen buğday, arpa, kanola ve kırmızı mercimek gibi bazı temel ürünlerin kuraklıktan etkilenme sınırına gelinmiştir" dedi.