Sürücülerin yüzde 53’ü salgının başlangıcından bu yana iklim değişikliğinin ciddi bir küresel tehdit olduğunun farkına vardı. Bu kapsamda, sürücülerin yüzde 47’si temiz havaya erişim ve iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol oynamak için ilk fırsatta sıfır emisyonlu araçlara geçiş yapmak istiyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 65’i salgınının başlangıcından bu yana toplu taşıma yerine farklı alternatiflere yöneldiklerini belirtirken, yüzde 76’sı şahsi araçlarını kullanmayı tercih ediyor.
Söz konusu rapora göre, Türkiye Covid-19 sonrası en yüksek mobilite tercihi ve en yüksek iklim farkındalığı değişiklik yüzdesi olan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 81’i, “Hava kalitesini sürdürmeye yardım etmek için artık sıfır emisyonlu bir araç tercih etme ihtimalim daha yüksek” diyerek bu konuda en yüksek tercihi yaparken, “Elektrikli bir araca geçiş yaparak kendi karbon ayak izimi azaltma ihtimalim daha yüksek” diyen ülkeler arasında yüzde 77 ile ilk sırada geldi. LeasePlan’in Mobilite İçgörü Raporu’nun “Yeni Normal” çalışmasında 5 yıl içerisinde yeni araç alma ihtimali en yüksek kişilerin başında yine açık ara Türkler geldi. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 84’ü önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeni bir araç satın almak veya kiralamak istediklerini belirtti.
Dünyanın en büyük filo kiralama şirketlerinden LeasePlan, küresel ölçekte lider araştırma şirketlerinden Ipsos ile birlikte yürüttüğü Mobilite İçgörü Raporu’nun “Yeni Normal” bölümünü yayınladı. Covid-19’un dünya genelinde mobilite alışkanlıkları üzerindeki etkisiyle ilgili değerlendirmelerin yer aldığı kapsamlı araştırma, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 22 ülkeden 5.000’in üzerinde kişinin katılımıyla yapıldı. Buna göre, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürücülerin iklim değişikliğiyle mücadele noktasında önemli bir farkındalık kazanmasına yol açtı. Öyle ki, araştırmaya katılan sürücülerin yarısı önümüzdeki dönemde sıfır emisyonlu bir araca geçiş yaparak iklim değişikliğiyle mücadele ve pandemi sürecinin başlangıcında vurgulanan temiz havaya erişim avantajlarının sürdürülmesinde aktif rol oynamak istediklerini ifade etti.