Bu etkinlik, katılımcı ve kapsayıcı bir şekilde kurulan “Engelsiz Yaşam Hakkı Ağı” tarafından düzenlenen ve farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerin, engelli kadınların, engelli çalışmaları alanında faaliyet gösteren sivil toplum temsilcilerinin ve aktivistlerin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı, engelli kişilerin yerel karar alma süreçlerine katılımlarının arttırılması ve hakları için seslerinin duyurulmasına alan yaratılması ve taleplerin yerel yöneticilere iletilmesi hakkında önemli bir diyalogun başlangıcı olarak dikkat çekti.
Yerel yönetimler, politika, plan ve proje çalışmalarının yürütülmesi, strateji ve hizmetlerin geliştirilmesi ve uygulanmasıyla ilgili kararların alınması ve bu kararların hayata geçirilmesiyle yükümlüdürler. Bu doğrultuda yerel yönetimler hem bilgiye hem de vatandaşlara erişimde sivil toplumun uzmanlığına ve sivil toplum kuruluşları (STK) ile iş birliklerine ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle, İzmir'deki bu toplantı, yerel yönetimlerin engelli politikalarını ve stratejilerini belirlerken toplumsal cinsiyet eşitliği ve engelli katılımını merkeze koyarak, engellilik alanında çalışan sivil toplum temsilcilerinin ve engelli kişilerin katılımının önemini ve gerekliliğini vurgulanmaktadır. Farklı engellilik alanında çalışan her kesiminden gelen katılımcılar, bu önemli konuda deneyimlerini paylaşırken, çözümler üretmek ve daha kapsayıcı politikalar geliştirmek için bir araya geldi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan "Engelsiz Yaşam Hakkı Ağı" kurucusu ve Engelsiz Yaşam Derneği Başkanı, Gülgün Yorgancılar, bu etkinliği "engelli kişilerin özellikle engelli kadınların yerel katılım mekanizmalarına erişimlerinin arttırılması ve engelli kadınların seslerinin daha fazla görünür olması için önemli bir odak toplantı" olarak nitelendirdi. Yorgancılar, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteği ile engelli kadınlar ve engellilik alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin aktif katılımıyla hayata geçirdiğimiz “Erişilebilir Kent İçin Biz De Varız” çalışması ile engelli kadınların yerel ölçekte haklarının güçlenmesine ve katılım ve örgütlenme özgürlüğü bağlamında konuya yaklaşarak yerel yönetişim mekanizmalarında daha fazla temsil edilmelerine ve bu alanlarda engelli kadınların taleplerini dile getirerek görünür olmalarına alan yaratılmasına katkı sağlanmak istendiğini ifade ederek engelli kadınların taleplerini 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek yerel seçimlerden önce gündeme getirerek yerel yöneticilerin dikkatini çekmek ve seçimlerden sonra oluşturulması zorunlu stratejik plan hazırlık sürecine dahil olarak engelli kadınların taleplerinin yerel almalarına yönelik alan yaratmaya katkı sağlamayı amaçladıklarını vurguladı.
1 günlük toplantıdan çıkan engelsiz kent için politika önerileri Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şube Başkanı Psikolog İlknur Peder tarafında şu şekilde kamuoyu ile paylaşıldı:
-Erişebilirlik kentte yaşayan tüm vatandaşlar için bir kent hakkı olarak kabul edilmeli ve bu doğrultuda bir kentsel planlama ve tasarım gerçekleştirilmelidir.
-Engelsiz bir kent tasarlamak, uzun vade isteyen bir süreçtir. Bu nedenle uzun vadeli bir plan yapıldıktan sonra, bu plan kısa ve orta vadeli programlarla desteklenmelidir. Bu da siyasal güdü ve hesapların minimum düzeyde kaldığı, bir yerel politika anlayışını gerektirmektedir.
-Engelsiz kent için oluşturulacak politika ve programlara, mümkün olduğunca çok paydaş dahil edilmelidir. Başta engelliler ve engelli örgütleri olmak üzere diğer kent sakinleri, sivil toplum kuruluşları bu süreçte yerel yönetimlerin yanında yer almalıdır.
-Alınan kararlara, gözetim ve denetim mekanizmalarına engelliler dâhil edilmelidir. Bir başka deyişle, erişebilirliğin tanımını engelliler yapmalı ve oluşturulacak politikalar, onların en çok önem verdiği unsurları yansıtmalıdır.
-Yerel yönetimlerin stratejik planlarındaki engelli haklarına ve erişilebilirlik olgusu çerçevesinde izleme yapılmalı, veri toplanmalıdır.
-Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Korunması Sözleşmesine göre engelli bireylerin haklarının güçlendirilmesi için sivil toplumun karar alma süreçlerine katılımı gerekmektedir. Bunun için sivil toplumun güçlendirilerek karar süreçleri yönetişim yaklaşımına uygun olarak hazırlanmalıdır.
-Farklı engellilik türlerine sahip bireylere yönelik odaklanma yapılırken bölgesel anlamda bir planlama yerine bütüncül bir yaklaşım sergilenmelidir. Engelliler kentin bütün alanında yer almaktadır. Veriler ile ilgili iki boyutta bakmamız gerekmektedir.
-Her engellilerin yasal haklarının takibi Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan hukuk müşavirliği tarafından takip edilme hakkı güçlendirilmelidir.
-Engellilerin sosyal hayata katılımlarını sağlamak amacıyla sosyal donatı tesislerinin oluşturulması ve erişilebilir kılınması gerekmektedir.
-Her engellinin veri tabanı oluşturularak yerel yönetimlerce iaşe, ibade, eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşmasında kolaylaştırılması, ulaşılması gerekmektedir.
-Hangi sokakta hangi engelli var. Veri tabanı ve dijital araçlar oluşturulmalıdır. Kent Engelli Haritası oluşturulmalıdır.
-Yerel yönetimler engelli odaklı bütçe oluşturulmalıdır. Çalışma yapılırken ilgili STK’lar görüş bildirmelidir. Çevrimiçi ve dijital araçlar kullanılarak engelli odaklı sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine açılmalı alanlar yaratılmalıdır.