Mikdat Kadıoğlu, "Fırtınalar gelirken önlerinde yere doğru inen rüzgarın kaldırdığı bir şey var. Önüne gelen ne varsa bitki örtüsüne bağlı olarak onu kaldırarak gidiyor. Kum varsa kumu, toz varsa tozu kaldırıyor. Ağaç ve bitki varsa fazla bir şey kaldıramıyor, sadece rüzgar yapıyor. Bundan önce de böyle şeyler vardı." diye konuştu.
Türkiye'de meteorolojik okuryazarlığın çok kötü olduğunu ifade eden Kadıoğlu, "Her şeyi iklim değişikliğine bağlıyorlar. Sanki iklim değişmese meteoroloji bilimi yoktu. Burada sorulması gereken şey, tozun bu kadar görünür olması, toprağın çıplak olduğunu ve toprak erozyonu olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Daha fazla ağaçlandırma gerekiyor"
Yaşanan bu fırtınaların, Konya ve çevresinde toprak erozyonunu daha da artıracağına dikkati çeken Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle erozyonla mücadele konusuna daha fazla odaklanmamız, dikkat etmemiz gerekir. Özellikle bitki örtüsü zayıf olan Bozkır, Karapınar gibi kesimlerde mümkün olduğunca çok ağaçlarla setler yapılması, vesaire gerekiyor. Çünkü bu çölleşme ve toprak erozyonunu artırıyor. İklim değişikliğiyle bunlar daha fazla yaşanacak. İklim değişikliği bunları körüklüyor. Bunlar doğanın kanunu ama iklim değişikliği ile daha fazla olacak. Mevsim itibarıyla toprak kurumuş, hasat edilmiş, her yer sapsarı, toprağı tutan bitkinin kökü yok. Yağmur da yağmıyor epeydir. Toprak savrulmaya saçılmaya çok müsait. Bu, çölleşme anlamına geliyor. Sorun çölleşme."