Doç. Dr. Özçelik yaptığı açıklamada, “Dünya sağlık örgütünce, içme suyu sistemlerinde COVID-19 virüsünün gözlenmediği ve mevcut deliller ışığında su sağlayan sistemlerde riskin oldukça az olduğu ifade edilmiştir. COVİD-19 virüsünün dezenfeksiyona, standart arıtım ve dezenfeksiyon süreçlerine yatkın bir virüs türü olduğu ifade edilmektedir (United States Environmental Protection Agency). Musluk sularımız, sudan kaynaklı hastalık üreten organizmalara karşı arıtılmaktadır. İçme suyu arıtım tesisleri, filitrasyon ve dezenfektasyonu içeren ve klorlama gibi hastalık üreten mikro organizmaları öldüren aşamaları içermektedir. Yani, içme suları musluğumuza ulaşmadan bu tür benzer virüslerin etkisinden arınmaktadır, dolayısıyla, musluk sularının alışıla geldiği üzere kullanılmasında şu an için bir sorun gözükmemektedir” dedi.
ÖZEL KUYULARDAN İÇME SULARINI TEMİN EDENLERE UYARI
Yerelde, içme sularına ne tür bir arıtma uygulandığı yerel belediyeler ve su kanalizasyon idarelerinin web sayfalarından ve duyurularından öğrenilebileceğini açıklayan Özçelik, “Özel kuyulardan içme sularını temin edenler ve sularında hastalık üreten mikroorganizmalar bulunduğundan endişelenenler bakteri virüs ve diğer hastalık üreten mikroorganizmalara karşı ne tarz önlemler almaları gerektiğini konusunda yetkin firma ve yetkili kurumlara başvurabilirler” şeklinde konuştu.
Atık su arıtım sistemlerinde COVID-9 virüsünün gözlendiğine dair uluslararası kuruluşlarca şu ana kadar bildirim görünmemektedir. Bu bakımdan virüsün kanalizasyon sistemleri ile iletim riskinin az olduğu düşünülebilir. Foseptik gibi özel atık su toplama sistemleri olanlar, uygulamakta olageldikleri dezenfeksiyon yöntemlerine devam etmelerinin uygun olacağı düşünülmektedir. Ancak, bu tarz sistemlerin içme suyu kuyuları ile etkileşiminin önüne geçilmelidir” dedi.
Güncelleme Tarihi: 16 Mart 2020, 10:04