Dünyada şu anda aralarında Katar, İsrail, Lübnan, İran, Ürdün, Libya, Kuveyt, Suudi Arabistan, Eritre, Birleşik Arap Emirlikleri, San Marino, Bahreyn, Hindistan, Pakistan, Türkmenistan, Umman ve Botswana'nın olduğu 17 ülke aşırı düzeyde su sıkıntısı yaşıyor ve iklim değişikliğinin etkisi nedeniyle bu ülkelerin sayısının artması bekleniyor. Uzmanlar Türkiye'de de durumun gittikçe kötüleştiğini vurguluyor.
Su krizi ve iklim değişikliği birbirine bağlı olduğundan geleneksel olmayan yöntemlerle su kaynakları işlemek, su kıtlığı yaşayan toplulukların iklim değişikliğine karşı direncini artırmaya yardımcı olurken, su tedarik kaynaklarını çeşitlendirebilir.
SİS YAKALAMA
Sis içine gömülü su, sisin yoğun olduğu ve düzenli olarak meydana geldiği kuru alanlarda giderek artan bir şekilde içme suyu kaynağı olarak görülüyor. Sis, damlacık akışını kesen dikey bir ağ kullanılarak toplanabilir. Ardından bu su, daha sonra bir depolama ve dağıtım sistemine akıtılabilir. Sis toplayıcılarda alüminyum, plastik, pleksiglas ve alaşım gibi farklı tipte elek malzemeleri kullanılabilir.
Yerel toplulukların aktif katılımı ve hükümetlerin teknik desteğiyle, sis suyu hasadı az bakım gerektiren bir seçenek ve içme suyu sağlamak için yeşil bir teknoloji olarak öne çıkıyor. Sis suyu toplama projeleri Şili, Eritre, İsrail ve Umman dahil dünyanın farklı bölgelerinde uygulanıyor.
BULUT TOHUMLAMA
Doğru koşullar altında bulut tohumlama yoluyla yağmurların sıklığı artırılabilir bu da barajların dolmasını ve tarım alanlarının sulanmasını sağlar. Bu teknoloji, küçük parçacıkların bulutlara veya bunların çevresine dağıtılmasını içerir. Bu parçacıklar, yağmur damlaları veya buz kristalleri için bir başlangıç noktası görevi görür ve oluşumlarını destekler. Bu da yağmur veya kar olasılığını artırır.
Bununla birlikte, daha önce yapılan çalışmalar bulut tohumlama teknolojisinin farklı ülkelerde uygulanması, mevcut bulut kaynakları ve türleri, bulut su içeriği ve taban sıcaklığına bağlı olarak yağışların yıllık yağışları yüzde 20 oranında artırabileceğini gösterdi.
DENİZ SUYUNUN TUZDAN ARINDIRILMASI
Deniz suyunu ya da yeraltı suyunu içilebilir hale getirmek için tuzdan arındırılabilir. Bu sayede, olağan su döngüsünden elde edilebilenin ötesinde su toplanması sağlanarak iklimden bağımsız ve sürekli yüksek kaliteli su kaynağı elde edilebilir.
Bununla birlikte, deniz suyu tuzdan arındırma teknolojisi, membrani ve malzeme bilimindeki gelişmeler nedeniyle hızla büyüyor. Bu ilerlemelerin 2030 yılına kadar üretim maliyetlerinde önemli bir düşüşe neden olacağı tahmin ediliyor. Şu anda tuzdan arındırma dünya çapında kentsel kıyı merkezlerinin belediye su arzının yaklaşık yüzde 10'unu sağlarken, 2030 yılına kadar bunun yüzde 25'e ulaşması bekleniyor.
BUZDAĞI HASADI
Kutuplardan buzdağı çıkarıp su kıtlığı olan bir ülkeye çekmek pratik bir çözüm gibi görünmeyebilir, ancak bilim insanları, akademisyenler ve politikacılar buzdağı hasadını potansiyel bir tatlı su kaynağı olarak görüyor.
Bir buzdağını okyanus boyunca hareket ettirmenin teknik olarak mümkün olduğu düşünülüyor. Uygun bir kaynağın bulunması, gerekli çekme gücü gereksinimlerinin hesaplanması, geçiş halindeki erimenin doğru bir şekilde tahmin edilmesi ve tüm çabanın ekonomik maliyetinin öngörülmesi gerekiyor. Halihazırda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Güney Afrika gibi ülkeler, su talep ve arzlarındaki boşlukları kapatmak için buzdağı çekmeyi bir seçenek olarak düşünüyor.
BUHARLAŞMANIN EN AZA İNDİRGENMESİ
Kuru alanlar az miktarda yağış aldığından var olan suyun buharlaşmaması da büyük önem taşıyor. Yağışın tutulması için mikro havza yağmur suyu hasadı verilen bir yöntem kullanılıyor. Bu yöntemin ise iki şekli bulunuyor: Birincisi, yüzeyden akan yağmur suyunun tanklarda veya benzeri cihazlarda depolandığı çatı üstü sistemler aracılığıyla su toplama. Bu su tarım ve hayvancılık alanında rahatlıkla kullanılıyor. İkincisi ise, bir su toplama havzasından akan yağmur suyunun küçük bir rezervuarda veya ekili bir alanın kök bölgesinde toplanmasını içeren su hasadı şeklinde gerçekleşiyor. Yüzey akışının aralıklı doğası nedeniyle, daha sonra kullanılabilmesi için yağışlı mevsimde maksimum miktarda yağmur suyunun depolanması gerekiyor.