İklim biliminden sorumlu BM kuruluşu, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 13 Mart-19 Mart arasında yüz yüze gerçekleştirilen bir genel toplantının ardından bugün 6. Değerlendirme Döngüsü’nün (AR6) son raporunu yayımladı.
Bilim insanları, bugün yayımlanan en son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda, seragazı emisyonlarını azaltmak ve insan kaynaklı iklim değişikliğine uyum sağlamak için birden fazla uygulanabilir ve etkili seçenek olduğunu söylerken, bu seçeneklerin halihazırda mevcut olduğunu da ekledi.
Sentez raporda üç Değerlendirme Raporu (Fiziksel Bilim Temeli, Etkiler, Uyum ve Kırılganlık ve İklim Değişikliği Azaltım) ve önceki üç Özel Rapordan (1,5 Derece Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Arazi, Değişen İklimde Okyanus ve Kriyosfer) en son bulgular ele alındı. Sentez Raporu, iklim değişikliğinin mevcut durumunu ve iklim değişikliğindeki trendleri, 2030 ile 2040 arasındaki kısa vadeli yanıtları ve uzun vadeli iklim ve kalkınma etkilerini de içeriyor.
Raporda 2040 veya öncesi olarak tanımlanan yakın vadedeki emisyon azaltım hedeflerine ilişkin yeni bilgiler ilk kez veriliyor. 1,5 derece hedefinin tutturulması için önümüzdeki yıllarda yapılması gereken emisyon azaltımı bu rapor ile güncelleniyor. Buna göre dünya;
- 2030 yılında %48% CO2 azaltımı
- 2035 yılında %65 CO2 azaltımı
- 2040 yılında %80 CO2 azaltımı
- 2050 yılında %99 CO2 azaltımına gitmeli.
IPCC Başkanı Hoesung Lee rapor hakkında şöyle konuştu: “Etkili ve adil iklim eyleminin yaygınlaştırılması yalnızca doğa ve insanlar için kayıpları ve zararları azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda daha geniş faydalar sağlayacak. Bu Sentez Raporu, daha iddialı adımlar atmanın aciliyetinin altını çiziyor ve şimdi harekete geçersek, herkes için yaşanabilir, sürdürülebilir bir geleceği güvence altına alabileceğimizi gösteriyor.”
2018’de IPCC, ısınmayı 1,5 derecede tutmak için gereken zorluğun benzeri görülmemiş ölçeğini vurguladı. Beş yıl sonra, sera gazı emisyonlarında devam eden artış nedeniyle bu zorluk daha da arttı. Şimdiye kadar yapılanların hızı ve ölçeği ile mevcut planlar, iklim değişikliğiyle mücadele için yetersiz.
Yüzyılı aşkın süredir yanan fosil yakıtların yanı sıra eşitsiz ve sürdürülemez enerji ve arazi kullanımı, küresel ısınmanın sanayi öncesi seviyelere göre 1,1 derece artmasına neden oldu. Bu, dünyanın her bölgesinde doğa ve insanlar üzerinde giderek daha tehlikeli etkilere neden olan daha sık ve yoğun aşırı hava olaylarıyla sonuçlandı.
Isınmadaki her artış, hızla artan tehlikelere neden oluyor. Daha yoğun sıcak hava dalgaları, daha yoğun yağışlar ve diğer aşırı hava olayları, insan sağlığı ve ekosistemler için riskleri artırıyor. Her bölgede insanlar aşırı sıcaktan ölüyor. Artan ısınmayla birlikte iklim kaynaklı gıda ve su güvensizliğinin artması bekleniyor. Riskler, salgın hastalıklar veya çatışmalar gibi diğer olumsuz olaylarla birleştiğinde yönetilmesi daha da zor hale gelir.
Kayıp ve Zarar Odakta
İsviçre, Interlaken’de bir haftalık bir oturumda onaylanan rapor, hâlihazırda yaşadığımız ve gelecekte de devam edecek olan kayıp ve zararlara keskin bir şekilde odaklanıyor. İklim krizi en savunmasız insanları ve ekosistemleri özellikle sert bir şekilde vuruyor. Doğru eylemde bulunmak, dünyayı sürdürülebilir ve eşitlikçi bir dünya için gerekli olan dönüşümsel değişime yönlendirebilir.
Panelin altıncı değerlendirme döngüsünün kapanış bölümü olan Sentez Raporu’na 93 yazar katkıda bulundu. Bu yazarlardan biri olan Aditi Mukherji, “İklim adaleti çok önemli çünkü iklim değişikliğine en az katkıda bulunanlar orantısız bir şekilde etkileniyor” dedi.
Mukherji, “Dünya nüfusunun neredeyse yarısı, iklim değişikliğine karşı oldukça savunmasız olan bölgelerde yaşıyor. Son 10 yılda, aşırı derecede savunmasız bölgelerde sel, kuraklık ve fırtınalardan kaynaklanan ölümler 15 kat daha fazlaydı” diye ekledi.
Bu on yılda iklim değişikliğine uyum sağlamak için hızlandırılmış eylem, mevcut uyum ile ihtiyaç duyulan arasındaki boşluğu kapatmak için oldukça önemli. Isınmayı sanayi öncesi seviyelere göre 1,5 derecede sınırlandırmak, tüm sektörlerde derin, hızlı ve sürekli seragazı emisyonu azaltımları gerektiriyor. Isınma 1,5 derece ile sınırlandırılacaksa, emisyonların 2030’a kadar neredeyse yarıya indirilmesi gerekecek.
Yol Açık
Çözüm, iklime dirençli kalkınmada yatıyor. Bu, iklim değişikliğine uyum sağlamaya yönelik önlemleri, daha geniş faydalar sağlayacak şekilde seragazı emisyonlarını azaltmaya veya bunlardan kaçınmaya yönelik eylemlerle entegre etmeyi içeriyor.
Örneğin: temiz enerjiye ve teknolojilere erişim, özellikle kadınlar ve çocuklar için sağlığı iyileştirir; düşük karbonlu elektrifikasyon, yürüme, bisiklete binme ve toplu taşıma hava kalitesini güçlendirir, sağlığı ve istihdam fırsatlarını iyileştirir ve eşitlik sağlar. Tek başına hava kalitesi iyileştirmelerinin insan sağlığına sağlayacağı ekonomik faydalar, muhtemelen emisyonları azaltmanın veya emisyonlardan kaçınmanın maliyetlerinden daha büyük olacaktır.
İklime dirençli kalkınma, ısınmadaki artış nedeniyle giderek daha zorlaşıyor. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda yapılacak seçimler, bizim ve gelecek nesillerin geleceğine için kritik bir rol oynayacak.
Etkili olması adına bu seçimlerin bilimsel bilgi, Yerli Bilgi ve yerel bilgi dahil olmak üzere çeşitli değerlerimize, dünya görüşlerimize ve bilgilerimize dayandırılması gerekiyor. Bu yaklaşım, iklime dirençli kalkınmayı kolaylaştıracak ve yerel olarak uygun, sosyal olarak kabul edilebilir çözümlere izin verecektir.
Raporun yazarlarından biri olan Christopher Trisos, “Refahtaki en büyük kazanımlar, kayıt dışı yerleşimlerde yaşayan insanlar da dahil olmak üzere düşük gelirli ve marjinalleştirilmiş topluluklar için iklim riskinin azaltılmasına öncelik verilmesinden sağlanabilir. Hızlandırılmış iklim eylemi ancak finansmanda çok katlı artış olursa gerçekleşecek. Yetersiz ve yanlış hizalanmış finansman ilerlemeyi engelliyor” dedi.
Sürdürülebilir Kalkınmayı Sağlamak
Mevcut engeller azaltılırsa, seragazı emisyonlarını hızla azaltmak için yeterli küresel sermaye var. İklim yatırımlarına yönelik finansmanın artırılması, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için önemli. Hükümetler, kamu finansmanı ve yatırımcılara açık sinyaller yoluyla, bu engellerin azaltılmasında kilit öneme sahip. Yatırımcılar, merkez bankaları ve mali düzenleyiciler de üzerlerine düşeni yapabilirler.
Ölçeklendirilmeleri ve daha geniş çapta uygulanmaları halinde, derin emisyon azaltımları ve iklim direnci elde etmek için çalışabilecek, denenmiş ve test edilmiş politika önlemleri mevcut. Politik taahhüt, koordineli politikalar, uluslararası işbirliği, ekosistem yönetimi ve kapsayıcı yönetişim, etkili ve adil iklim eylemi için kritik.
Teknoloji, bilgi birikimi ve uygun politika önlemleri paylaşılırsa ve yeterli finansman sağlanırsa, her topluluk karbon yoğun tüketimi azaltabilir veya önleyebilir. Aynı zamanda, uyum sağlamaya yönelik önemli yatırımlarla, özellikle hassas gruplar ve bölgeler için artan riskler engellenebilir.
İklim, ekosistemler ve toplum birbirine bağlı. Dünya karalarının, tatlı sularının ve okyanuslarının yaklaşık %30-50’sinin etkili ve adil bir şekilde korunması, sağlıklı bir gezegenin sağlanmasına yardımcı olacak. Kentsel alanlar, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan iddialı iklim eylemi için küresel ölçekte bir fırsat sunuyor.
Gıda sektörü, elektrik, ulaşım, sanayi, binalar ve arazi kullanımındaki değişiklikler sera gazı emisyonlarını azaltabilir. Aynı zamanda, insanların düşük karbonlu yaşam tarzlarına öncülük etmesini kolaylaştırabilir, bu da sağlıkta iyileşmelere yol açabilir. Aşırı tüketimin sonuçlarının daha iyi anlaşılması, insanların daha bilinçli seçimler yapmasına yardımcı olabilir.
Lee, “Güvenin olduğu, herkesin risk azaltmayı önceliklendirmek için birlikte çalıştığı ve faydaların ve yüklerin adil bir şekilde paylaşıldığı yerlerde dönüşümsel değişikliklerin başarılı olma olasılığı daha yüksek. Herkesin farklı sorumluluklara ve değişim yaratmak için farklı fırsatlara sahip olduğu çeşitlilik içeren bir dünyada yaşıyoruz. Bazıları çok şey yapabilirken diğerleri değişimi yönetmelerine yardımcı olmak için desteğe ihtiyaç duyacaktır” dedi.