Solarçatı Yönetim CEO’su Utku Korkmaz, genelde Türkiye enerji sektörüne ve özelde solar sektörüne dair değerlendirme ve önerilerini Enerji Günlüğü ile paylaştı. Türkiye’nin enerji alanındaki en önemli problemini “güneş enerjisi alanında net bir hedef koymaması” olarak ifade eden Korkmaz “Güneşte hem Yeşil Mutabakatı, hem bataryayı, hem hidrojeni düşünerek, daha uzun vadeli net bir hedef konulması, sektöre bir vizyon çizilmesi gerekiyor” dedi. Korkmaz, bu önerisini şöyle gerekçelendirdi:
“Çünkü artık seviyelendirilmiş elektrik maliyeti olarak bakıldığında rüzgâr ve güneş en ucuz iki kaynak. Rüzgâr ve güneşin en ucuz olmasından biz maksimum şekilde istifade etmeliyiz” dedi.
Ya mevcut GES’ler olmasaydı?
Türkiye’de bugün aktif elektrik üretimi gerçekleştiren yaklaşık 7 bin megavatlık (MW) çok sayıda lisanssız elektrik santrali bulunduğunu anlatan Utku Korkmaz, bu tesisler sayesinde bugün elektrik arz yetersizliği yaşanmadığını vurguladı. Korkmaz şöyle konuştu:
“Ben şimdi burada şunu sormak istiyorum. Eğer geçtiğimiz yaz döneminde vakti zamanında çok eleştirilen bu 7 bin MW’lik lisanssız elektrik santralleri olmasaydı elektrik fiyatları ne olacaktı? Ya da biz o santrallere gayri safi milli hasılanın yüzde kaçı kadar kaynak ayırdık ve şimdi bu santrallerin milli gelire ne kadar bir tutar eklemeyi başardık? Burada hep bir kayıp-kazanç dengesi var. O yüzden biz sektör olarak en ucuz elektrik üretimi yapılabilen rüzgâr ve güneşte net, ulaşılabilir ve tamamlayıcılarıyla uyumlu hedefl er koymalıyız.”
Utku Korkmaz, Türkiye’nin güneşe dayalı elektrik üretim kapasitesinde hangi vade için ne kadarlık bir hedef belirlemesi gerektiği sorusuna “2040’ta 200 bin MW elektrik santrali” karşılığını verdi. Korkmaz önerisini şöyle ayrıntılandırdı:
“Bu söylediğim sadece güneş. Tabii bunu tek başına güneş santralleri olarak ele almayıp, tamamlayıcılarıyla birlikte ele almalıyız. Yani bataryasıyla, hidrojeniyle, depolamasıyla, rüzgârıyla ve doğru kullanılan HES’iyle birlikte 200 bin MW’lik güneş santrali hedefinden söz ediyoruz.”
Utku Korkmaz, bunun gerçekçi bir hedef olup olmadığı yönündeki soruyu “Tüm bunlara ihtiyaç var, çünkü Türkiye ekonomik olarak işlerin yolunda gitmediği zamanlarda bile elektrik talebinde yüzde 5 - 6 ile büyüyor. Ve bu büyüme de devam edecek” diyerek cevapladı.
Solarçatı Yönetim Kurulu Başkanı Utku Korkmaz, güneş santrallerinin doğasının diğer santrallerden daha farklı olduğunu vurgularken “Yani güneş daha demokratik kaynak” ifadesini kullandı. Korkmaz, demokratiklikten kastını ise şöyle ayrıntılandırdı:
“Güneş santrali herkesin yapabileceği sahip olabileceği bir tesis. Örneğin benim babam 3 kW’lık bir tesis yapabilir, amcam 20 kW’yı gerçekleştirebilir. Akaryakıt istasyonu sahibi 50 kW’lik bir tesis kurdurtabilir. Bir başka girişimci, örneğin bir otel sahibi kendi ihtyacını karşılamak için 100 kW’lık güneş santrali yapabilir, bir başkası 3 MW’lik yatırımın altından kalkabilir. Bir başkası çıkıp 1000 MW’yi kurmak için harekete geçebilir. Yani herkesin ölçeğine uygun çözümler bulunabilen bir kaynak güneş.”
DAĞITIK ENERJİ İÇİN ŞEBEKE YATIRIMI LAZIM
Türkiye’nin güneş enerjisi alanındaki yatırımların ivmesini düşürmeden yola devam etmesi gerektiğini vurgulayan Utku Korkmaz, “Aksi takdirde kazanılmış yatırımcı ve hizmet know how’ını kaybedebiliriz, birincisi bu. İkincisi, son elektrik zamlarıyla birlikte dağıtık enerji tarafında ya da Çatı GES tarafında kurulu gücün arttırılması için altyapı yatırımlarının yani TEİAŞ şebeke yatırımlarının daha sesli dile getirilmesi gerekir. TEİAŞ’ın daha fazla yatırım yapması gerekiyor” diye konuştu.