Çevre ve Nükleer Güvenlik Bakanı Steffi Lemke , “Nükleerden çıkış, ülkemizi daha güvenli hale getiriyor ve radyoaktif atıkların önlenmesine yardımcı oluyor” dedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Artık yüksek seviyeli radyoaktif atıklar için nihai bir depo ve düşük ve orta seviyeli radyoaktif atıklar için kalıcı çözümler arayışını ilerletmek şart” ifadeleri kullanıldı.
Bu ayın başında kurulan yeni koalisyon hükümetinin Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığını üstlenen Almanya Yeşiller Partisi Eş Başkanı Robert Habeck de, Brokdorf, Grohnde ve Gundremmingen C tesislerinin 31 Aralık’ta elektrik şebekesinden çekileceğini doğruladı.
Habeck, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin santralleri devre dışı bırakmasına rağmen, herhangi bir enerji sıkıntısı olmayacağına dair Alman halkına güvence de verdi. Almanya’nın temiz ve yenilenebilir enerjiye dönüş stratejisinin yürütecek olan Bakan, daha yeşil güç kaynaklarına geçişin, “sürdürülebilir büyüme”nin merkezinde olduğunu söyledi.
21 yıllık mücadele
Kapanan üç santral, nükleer enerjiye karşı protestoların yoğunlaştığı ve o dönemki Batı Almanya‘da Yeşiller Partisi‘nin yükselişini sağlayan 1980’lerde açılmıştı.
Nükleer enerjiden çıkış kararı ise 1998’te Gerhard Schröder‘in liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller Partisi’nden Joschka Fisher‘in Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’nı üstlendiği “Kızıl-Yeşil Koalisyonu” döneminde alınmıştı. Çevre Bakanı Jürgen Trittin ülkenin 19 nükleer enerji tesisinde kullanımın azaltılması konusunda enerji şirketleri ile anlaşmış ve 2020’ye kadar nükleer enerjinin sivil kullanımının durdurulmasına karar verilmiş ve “Nükleerden Çıkış Yasası” ile de karar resmileşmişti.
Angela Merkel döneminde ağır aksak yürüyen Almanya’nın nükleerden çıkışı, 2011’de Japonya‘nın Fukuşima kentindeki nükleer santralde, depremden sonra meydana gelen erimenin ardından yeniden gündeme getirildi. Bu yıl hükümet tarafından yaptırılan bir anket, Almanların yüzde 76’sının kararı desteklediğini gösteriyordu.
Ekonomi ve İklim Eylem Bakanlığı (BMWi), tesislerin kapatılmasının, 2011’de kabul edilen nükleerden aşamalı çıkışın başka bir önemli aşamasını tamamlayacağını ve ülkedeki nükleer güvenliği önemli ölçüde artıracağını belirtti.
Kalan üç reaktör gelecek yıl kapatılacak. Söz konusu altı santral 2021’in üçüncü çeyreğinde Almanya’nın yerel elektrik üretiminin yüzde 14’ünü oluşturuyordu.
Almanya, Avusturya ve Belçika da dahil olmak üzere müttefikleriyle, nükleer enerjiyi AB tarafından müzakere edilen tartışmalı “iklim dostu yatırımlar” listesinden çıkarmak istiyor. Belçika, 2025’te nükleer enerjiden çıkacak. Elektriğinin çoğunu 56 nükleer reaktöründen alan Fransa ise, Avrupa içinde nükleer enerjiyi savunanlar kampına liderlik ediyor.
Yeşiller’den Alman Federal Meclisi üyesi Oliver Krischer nükleer santrallerin ürettiği atıklardan kaynaklanan uzun süreli tehdidi vurguladı: “Neandertaller onları kullanmış olsaydı, şimdi hala atıklarına bakıyor olurduk”
Koalisyon hükümeti, kömürle çalışan elektrik santrallerine de 2030’a kadar veda etmeyi planlıyor. Bunların yerine yeni yeni inşa edilen her binanın çatısına güneş panelleri yerleştirilmesi ve Almanya topraklarının yüzde 2’sinin rüzgar çiftlikleri için kullanması planlanıyor.
Almanya’nın yeni hükümeti, Rusya’ya giden tartışmalı Nord Stream 2 doğalgaz boru hattı konusunda ise henüz kesin bir tavır almadı.
Habeck: Muhtemelen iki yıllık iklim hedeflerini tutturamayacağız
Öte yandan dün Die Zeit gazetesine konuşan Robert Habeck, Almanya’nın önümüzdeki iki yıl içinde muhtemelen karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini tutturamayacağını söyledi.
Nisan ayında bir üst mahkeme Almanya’nın iklim koruma yasasını sıkılaştırması gerektiğine karar verdikten sonra, o zamanki hükümet 2045 yılına kadar karbon nötr olmak da dahil olmak üzere daha iddialı CO2 azaltma hedefleri belirlemişti.
Yeni koalisyon hükümeti, kamu hizmetleri sektörü ve imalat sanayileri, binalar, ulaşım ve tarım genelinde geniş kapsamlı reformlar gerektiren iklim koruma çabalarını hızlandırma planlarını hazırladı, ancak Habeck, “Muhtemelen 2022 hedeflerimizi kaçıracağız. 2023 için bile bu yeterince zor olacak” dedi.
Almanya, en büyük karbon yayan sektör olan sanayideki emisyonları, 1990 yılına kıyasla %38 düşüşle 2022’de 177 milyon CO2 tona düşürmeyi hedefliyor. Bunun için de taşımacılık sektöründe, CO2 emisyonları 1990’dan %15’lik bir düşüşle, önümüzdeki yıl 139 milyon tona düşürülmesi gerekiyor.
Habeck, hükümetin yenilenebilir enerjiye yönelik 2030 yılına kadar enerji talebinin %80’ini karşılama ve %2’sini ayırma hedeflerine ulaşmak amacıyla Almanya’da yılda inşa edilen rüzgar türbini sayısının 450’den bin ila bin 500’e yükseltileceğini kaydetti.