Küresel ısınmanın Gezegenimiz ve üzerinde yaşayan canlılar üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler herkesin bildiği gerçekler haline geldi.. Bu konuda sayısız çalışma bulunuyor ve genelde hepsi gelecek ile ilgili olumsuz bir tablo ortaya koyuyor.
İklim değişikliğinin etkilerini inceleyen farklı bir araştırma bu kez İngiltere, ABD ve Güney Afrika merkezli kurumlarda görev yapan araştırmacılar tarafından gerçekleştirildi. Karbon emisyonlarının frenlenememesi halinin biyoçeşitlilikte yıkıcı sonuçlar ortaya çıkaracağını söyleyen rapor, 2030 yılıyla birlikte bazı ekosistemlerin ortadan kalkabileceği uyarısını yapıyor.
Söz konusu sonuçlara ulaşmak için ekip, 150 yıldan fazla süredir kayıt altına alınan iklim verilerini inceledikten sonra bu bilgiyi 30 binden fazla kuş, memeli, sürüngen ve balık türünün Dünya üzerindeki yayılımıyla eşleştirmiş.
Daha sonra yerküreyi 100 kilometrekarelik parçalara bölen araştırmacılar, sıcaklık artışlarının bu alan içinde kalan vahşi yaşama olan etkilerini modellemiş. RCP8.5 olarak bilinen iklim senaryosuna göre bilim insanları, türlerin %73’lik bölümünün daha önce karşılaşmadıkları sıcaklık değerleriyle boğuşacağını tahmin etmiş. Bu da haliyle canlı popülasyonları üzerinde muhtemelen yıkıcı etkiler yaratacak.
Londra Üniversitesi Biyoçeşitlilik Merkezi’nde görev yapan Alex Pigot ulaşılan sonucu “popülasyonların sıcaklık ufkunu geçmesiyle çöküşe başlama ihtimali” olarak yorumlamış. Pigot, canlıların bu derece yüksek sıcaklıklarla mücadele edecek şekilde evrim geçirmediğini söylüyor.
Araştırmacılar ortaya koyduğu modellerde sonuçlar emisyon değerlerine göre büyük farklılık gösteriyor. Örneğin Dünyanın 2100 yılı itibariyle dört derece birden ısınması modeline göre ki gidişat bu yönde görünüyor, hayvan türlerinin %15’i aşırı sıcaklıklara maruz kalacak ve bu da bölgesel ekosistemler üzerinde onarılamaz hasara yol açacak. 2015 yılında imza altına alına Paris İklim Anlaşmasının koyduğu iki santigrat derecelik sınırın aşılması halinde ise %15’lik değerin %2 seviyelerine düştüğü görülüyor.
Mercan kayalıkları, okyanusların can damarı
Araştırmanın deniz ve okyanuslar için ortaya koyduğu tablo felaket senaryosu, maalesef 2030’ların öncesine işaret ediyor. Avustralya’daki Büyük Set Resifi’nde yaşanan ağarma hadisesi de bu tespite bir ispat niteliğinde. Benzer olayların daha yüksek enlemlerde ise 2050’ler gibi görülmeye başlanabileceği vurgulanmış. Mercan kayalıklarının okyanuslarda oldukça az yer kaplamasına rağmen deniz yaşamanın neredeyse dörtte birini desteklediğini hatırlatmak gerek.
İnsan kaynaklı karbon emisyon değerleri nedeniyle Dünya’nın Sanayi Devriminden bu yana bir santigrat derece daha ısındığını hatırlatan Pigot, açıklamasında “İki santigrat derecelik sınıra adım adım yaklaşırken biyoçeşitliliğe zarar verecek olaylar silsilesindeki ani artış düşündürücü. Karşılaştığımız örnekler bizlere, sıcaklık artışını iki santigrat derecenin altında tutmanın önemini bir kez daha göstermiştir.” ifadelerini kullanmış.
Güncelleme Tarihi: 12 Nisan 2020, 00:53