Özellikle balıkçılık alanında küresel iklim değişikliği, kirlilik ve kontrolsüz avcılık balık üretiminin önündeki en temel sorunların başında geliyor. Bu üretimi daha verimli hale getirmek ve kaynakları gelecek nesillere aktarmak amacıyla geçilen planlı üretim stratejisi hem avcılık hem de yetiştiricilik alanlarında yeni düzenlemeler içeriyor.
Peki, nedir bu düzenlemeler?
Hamside kota 400 bin ton
Üretim planlamasında avcılık yoluyla elde edilen toplam 7 tür yer alıyor. Bu türlerin içinde toplam üretiminin yaklaşık yüzde 60’ına tekabül eden hamsi ön plana çıkıyor. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Turgay Türkyılmaz, seçilen bu türler ve getirilen düzenlemeler ile ilgili şunları söyledi;
“Özellikle avcılıkta, doğal kaynaklardan elde edilen balık miktarında sürekliliği sağlayabilmek için her önüne gelenin istediği miktarda balık avlamasının artık mümkün olmayacağı ortaya çıktı. Bu sadece Türkiye'de olan bir durum değil, uluslararası arenada da böyle. Bu 7 tür için belirlenmiş bir üst avlanma limiti var. Örneğin, hamside bu yıl için avlanabilecek maksimum miktar olarak 400 bin tonu belirledik. Bu miktarı hamsi avcılığı yapmak üzere müracaatta bulunmuş olan 661 gemiye dağıttık.”
Planlamaya dahil edilen diğer türler ve kota miktarları ise şu şekilde:
Avcılığı uluslararası kotaya tabi olarak yapılan ve birim bazında ekonomik olarak en değerli türlerden olan mavi yüzgeçli orkinos: 2 bin 600 ton
Miktar olarak en fazla avcılığını yapılan çift kabuklu tür olan beyaz kum midyesi: 30 bin ton
Dip sedimentinin yenilenmesindeki rolü ve ekolojik önemiyle ön plana çıkan deniz patlıcanı: 2 bin 500 ton
Dünya’da yalnızca Meksika Körfezinde üreyebilen ve göç ederek iç sularımıza gelen, avcılığı ve ticareti uluslararası kotaya tabi olan yılan balığı: 280 ton
Van Gölünde yaşayan ve endemik bir tür olan inci kefali: 10 bin ton
Alternatif tıpta kullanılan ve ticareti uluslararası kotaya tabi olan tıbbi sülük: 2 bin 500 kilogram
Yetiştiricilik de kontrol altında
Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan levrek, çipura, Türk somonu ve Akdeniz midyesi olmak üzere 4 önemli tür de üretim planlamasına dahil edildi. Bu kategoride ise avcılığın aksine sadece üst değil alt limitler de belirlendi. Turgay Türkyılmaz bu türlerin belirlenme gerekçeleri ve limitleri hakkında konuştu.
“Dünyada levrek üretiminde birinci sıradayız. Agresif bir şekilde bu yerimizi koruyabilmek için sürdürülebilirliği sağlamalı bunun için de üretimi kontrol altında tutmamız gerekiyor. Belirlediğimiz 4 tür, alt ve üst üretim limitleri şu şekilde:
Levrek asgari 135 bin, azami 177 bin 350 ton. Çipura asgari 118 bin 500, azami 157 bin 750 ton. Türk somonu asgari 55 bin 250, azami 74 bin 600 ton. Akdeniz midyesi asgari 12 bin 250, azami 27 bin 290 ton.”
“Kotayı ihlal etmenin ciddi yaptırımları olacak”
Bu yıl uygulamaya konulan su ürünlerinde üretim planlamasının eksiksiz şekilde işlemesi için hiç şüphesiz yapılacak denetimler de oldukça kritik. Hem avcılık hem de yetiştiricilik alanında balık ve miktarların adım adım takip edileceğini belirten Türkyılmaz, yapılacak denetimler ile ilgili hamsi avcılığı üzerinden örnek vererek kotaya uymayan kişilerin karşılaşacakları yaptırımlar hakkında şöyle konuştu;
“Türkiye'nin her tarafında kıyı boyunca hamsi avcılığı yapacak olan gemilerin hangi balıkçı barınaklarından karaya çıkacakları belirlendi. Onlar gemilerinde bir belge düzenleyecekler. Düzenlemiş oldukları bu belgeyi karaya çıktıkları anda sisteme aktaracaklar. Biz bakanlık olarak bunu onayladıktan sonra kendine tahsis edilmiş olan miktarı düşeceğiz. Kota almamış bir gemi hamsi avcılığında bulundu ve ‘ben bunu iç pazara sunuyorum’ dedi. Bizim denetimimize yakalandığı zaman çok ciddi para cezaları var. Ayrıca devlet tarafından kendilerine verilmiş olan destek ve teşviklerden de yararlanamayacaklar.”
“Hedefimiz kaynakların gelecek nesillere aktarılması”
Türkyılmaz ayrıca avcılık ve yetiştiricilikte planlamaya dahil edilen toplam 11 türün her birini titizlikle seçtiklerini ve bu planlamayla Türkiye’de balıkçılığın çok daha verimli ve sürdürülebilir yapılacağının altını çizdi;
“2023 yılı rakamlarıyla konuşacak olursak bizim avcılıktan elde ettiğimiz miktar 454 bin ton civarında. Bunun yaklaşık 273 bin tonu da hamsi avcılığından elde edildi. Yani bu yüzde 60’ına tekabül ediyor. Diğer türlerle de bunu hayata geçirdiğiniz zaman neredeyse yüzde 90’lara yakın miktardaki su ürünlerindeki planlı üretimi sağlamış olacağız. Niyetimiz sürdürülebilirliği sağlamak. Hedefimiz ise stokta ne kadar balık varsa hepsini çektirmemek, gelecek yıllarda bunun aktarılmasını sağlamak.”