Bugün yayınlanan yeni bir rapora göre plastik atıkları yönetmek için yapılan yakma ve kimyasal dönüşüme yatırım gibi işlemler yüksek hacimlerde tehlikeli atık ve toksik emisyon üretiyor.
Plastik Atık Yönetiminin Tehlikeleri isimli rapor, hem mekanik hem de kimyasal geri dönüşüm planlarına yapılan yatırımların dünya çapında büyüyen plastik kirliliği sorununa etkisinin çok az olacağını ortaya koyuyor.
Ayrıca bu işlemlerin topluluklarda toksik kimyasallara maruz kalmayı nasıl artıracağına dair ayrıntılı bir açıklama sunuyor.
‘Geri dönüşüm sadece bir pazarlama taktiği’
Raporun ortak yazarı ve Uluslararası Kirleticileri Ortadan Kaldırma Ağı’nda (IPEN) Politika Danışmanı Lee Bell, “Plastik atık için mevcut hiçbir yönetim planı dünyanın büyüyen plastik kirliliği krizini hafifletmeye muktedir değil” ifadelerini kullandı.
Tüm yöntemlerin toksik katkı maddeleri nedeniyle tehlike oluşturduğunu ifade eden Bell, “Endüstrinin çeşitli geri dönüşüm planlarını savunması, plastik düzenlemelerini ve artan plastik kirliliği sorununu engelleme çabalarını savuşturmak için tasarlanmış bir pazarlama taktiğidir” dedi.
Bell’e göre plastik kirliliği ile mücadelenin tek yolu plastik üretimini ve tüketimini temel kullanımlarla sınırlamak ve plastiklerde kimyasalların kullanımını ortadan kaldırmak.
Plastik üretimi katlanarak artacak
Plastik kirliliği şu anda bir sorun ancak önümüzdeki yıllarda etkisi iyice artacak. Rapor, karbon emisyonlarını düşürmek için petrokimya endüstrisinin yakıtlardan kimyasal ve plastik üretimine geçeceğini ve bunun sonucunda plastik üretiminin katlanarak artacağını öngörüyor. Raporda 2016 yılında üretilen 335 milyon ton plastiğin 2050 yılına kadar 1 milyon 800 bin tona çıkacağı belirtiliyor.
Raporda ayrıca, 1950’lerden bu yana üretilen 8 milyon 300 bin ton plastiğin yaklaşık dörtte üçünün atık haline geldiği ve mevcut uygulamalar değişmezse 2050 yılında 108 milyon ton plastik atığın düşük gelirli ülkelerde çöpe atılacağı veya yakılacağı söyleniyor.