Avustralya'nın devlet bilim kurumu CSIRO tarafından yapılan araştırma okyanusun dibinde yüzeydekinden 30 kat daha fazla plastik olabileceğini gösteriyor.
CSIRO Büyük Avustralya Körfezi'nde ülkenin güney kıyısından yaklaşık 300 kilometre uzakta altı farklı bölgeden okyanus tabanından örnekler topladı ve analiz etti.
51 örneğe bakan araştırmacılar ve suyun ağırlığı hariç tutulduktan sonra her gram çökeltinin ortalama 1,26 mikroplastik parça içerdiğini sonucuna ulaştı.
'Dünyanın her yerinde olabileceğine işaret ediyor'
CSIRO'da baş araştırmacı ve Frontiers in Marine Science dergisinde yayınlanan araştırmanın yazarlarından biri olan Dr. Denise Hardesty, İngiliz Guardian gazetesine verdiği demeçte bu kadar uzak bir yerde ve bu kadar derinliklerde mikroplastik bulmanın tehlikesine dikkat çekti:
"Dünyanın neresinde olursanız olun, araştırma plastiklerin her yerde bulunabileceğine işaret ediyor."
"Bu, mikroplastiklerin su sütununun tamamında olduğu anlamına geliyor. İçinde yaşadığımız dünya hakkında düşünmemizi de sağlıyor" diye konuşan Hardesty, tüketim alışkanlıklarının dünyadaki en bakir yerlerinden birini bile ne hale getirdiğini ifade etti.
Hadesty ayrıca, "Okyanusun büyük bir çöp çukuru olmadığından emin olmalıyız. Ayrıca bu araştırmanın sonuçları sorunu kaynağında bitirmemizi gerektiğini bize söylüyor" diye konuştu.
Hardesty, plastik parçalarının kaç yaşında olduğunu veya bir zamanlar ne tür bir nesnenin parçası olduklarını bilmenin mümkün olmadığını söyledi.
Ancak mikroskop altındaki parçaların şeklinin bir zamanlar tüketici ürünleri olduğunu gösterdiğini aktardı.
Araştırmacılar, çekirdek örneklerinde bulunan plastik miktarını tahmin ettiler ve diğer kuruluşların araştırmalarından faydalanarak şu anda küresel olarak okyanus tabanında 14,4 milyon ton mikroplastik olduğu sonucuna vardılar.
Bu büyük bir rakam gibi görünse de Hardesty, okyanusa her yıl girmesi muhtemel plastik miktarına kıyasla küçük olduğunu söyledi.
Eylül ayında yapılan bir araştırma, 2016 yılında 19 milyon ila 23 milyon ton plastiğin hem nehirlere hem de okyanusa karıştığını tahmin ediyor.
Science dergisinde daha önce yapılan bir araştırma ise, her yıl okyanuslarda yaklaşık 8,5 milyon ton plastiğin kaldığını tahmin ediyor.
Başka bir çalışma da okyanus yüzeyinde yüzen 250 bin ton plastik olduğunu tahmin ediyor.
'Okyanusa karışandan daha fazlası karada kalıyor'
Araştırmacılar, yayımladıkları son makalede, okyanus tabanındaki mikroplastiklerin ağırlık tahminlerinin yüzeydekinin 34 ila 57 katı arasında olduğunu belirtiyorlar.
Hardesty, tahminlerde eksiklikler olduğunu ancak bunların mevcut en iyi bilgilere dayandığını söyledi:
"İnsanlara bahsettiğimiz kapsam ve ölçek hakkında fikir vermek adına faydalı."
Ancak Hardesty, okyanus tabanındaki plastik miktarının, salınan tüm plastiklere kıyasla nispeten küçük olduğunu söyledi.
Bu da derin deniz çökeltilerinin şu anda plastikler için önemli bir dinlenme yeri olmadığını gösteriyor.
Plastiklerin büyük çoğunluğunun aslında kıyı şeridinde biriktiğine söyleyen Hardesty, "Denizde olduğundan çok daha fazlası karada sıkışıp kalıyor" diye konuştu.
Batı Avustralya Üniversitesi Okyanus Enstitüsü'nde deniz biyoloğu olan Dr. Julia Reisser, 15 yıldır plastik kirliliği üzerine çalışıyor.
Çalışmaya dahil olmayan Reisser, "Deniz bilimleri topluluğu plastiğin nerede olduğu konusunda gerçekten takıntılı durumda" dedi.
Plastiğin okyanus yaban hayatı üzerindeki potansiyel etkisini anlamak için birden fazla bilimsel yönteme ihtiyaç vardı.
Yeni çalışmanın küresel çabalara önemli bir katkı olduğunu söyleyen Reisser, Avustralya'dan gelen derin deniz verilerinin daha doğru bir tablo elde etmek için gelecekteki çalışmalarda faydalı olacağını söyledi.
Mikroplastik nedir ve nasıl sonuçları olabilir?
5 mm veya daha küçük çapta olan plastik atıklar mikroplastik olarak anılıyor. Çoğunlukla da daha küçük parçalara ayrılan daha büyük plastik parçaların sonucu oluşuyor.
Dünyada su yollarına ve okyanusa atılan plastiğin kök salması, büyük bir uluslararası zorluk olarak ortaya çıkıyor.
Daha büyük plastikler vahşi yaşamı da engelleyebilir. Mikroplastikler ve hatta daha küçük parçalar planktonlardan balinalara kadar birçok hayvan türü tarafından tüketilebilir.