Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktörünün kaza sonucu patlaması sonucunda, Sovyetler Birliği Hiroşima’ ya atılan atom bombasının yaydığının 400 katı fazla radyasyona maruz kalmıştı. Bu olay, tarih sayfalarında hala en kötü nükleer kaza olarak yerini korumaktadır. Radyasyondan arınma ve temizleme çalışmaları kazadan hemen sonra başlatılmıştı. Nükleer santral çevresinde bir tahliye bölgesi oluşturulmuş ve 350,000 den fazla insan bölgeden çıkartılmıştı. Kaza insan popülasyonu üzerinde büyük bir etki yaptı. Elde net rakamlar olmasa da, çok büyük rakamlarda can kaybı ve psikolojik sonuçların olduğu aşikar. Çevre üzerinde görülen ilk etkiler de çok önemliydi. Zarar gören alanlardan biri olan yakındaki bir çam ormanı, radyasyondan çok daha fazla etkilenmiş ve adı olaydan sonra “kırmızı orman” a dönmüştü.
Bu alan en yüksek dozda radyasyona maruz kalan bölgeydi, çam ağaçlarının çoğu ölmüş ve hayatta kalmayı başaranlar ise kırmızıya dönmüştü. Az sayıda hayvan bu yüksek radyasyon seviyelerinde hayata tutunmayı başarabilmişti. Bu yüzden, radyasyondan etkilenen alanlar adeta bir çöl halini almıştı. Radyoaktif maddelerin doğadaki izlerinin tamamen silinip, bu maddelerin kaybolması ve yaban hayatın bölgede yeniden başlaması maalesef yüzyılları bulacaktı.
Günümüzde Çernobil Yaban Hayatı
Günümüzde, kazadan 33 yıl sonra, Çernobil tahliye bölgesi boz ayılar, bizonlar, kurtlar, 200 den fazla çeşit kuş ve atlar tarafından mesken tutulmaya başlamıştır. Mart 2019 da, Çernobil yaban hayatı araştırma grupları İngiltere’nin Portshmouth bölgesinde bir araya geldi. 30 kadar araştırmacı çalışmalarının sonuçlarını açıkladı. Araştırmalar büyük memeliler, kuşlar, amfibiler, balıklar, yaban arıları ve bakterile üzerinde yapılmıştı. Sonuçlar, alanda anlık olarak yaşayan büyük bir biyoçeşitliliğin olduğunu gösteriyordu. Ayrıca araştırmacılar, mevcut radyasyon seviyelerinin Çernobil’de yaşayan hayvan ve bitki popülasyonları üzerindeki büyük olumsuz etkilerinin genel olmadığını doğruladılar. Üzerinde çalışılan tüm gruplar o bölgede devamlı yaşayabilir durumdaydı. Alandaki yabani hayvan çeşitliliğinin açık bir örneği TREE projesi tarafından verilmektedir.
Bu projenin bir parçası olarak, hareket algılama kameraları birkaç yıl tahliye bölgesinin farklı alanlarına yerleştirildi. Bu kameralar tarafından kaydedilen fotoğraflar, tüm radyasyon seviyelerinde bol miktarda faunanın¹ varlığını ortaya koyar nitelikeydi. Kameralar, bölgenin Ukrayna tarafındaki ilk kahverengi ayılarının ve Avrupa bizonunun gözlemini ve ayrıca kurt ve Przewalski atlarının sayısındaki artışı kaydetti. Çernobil’in amfibiyanları üzerinde yapılan çalışmalarda aynı şekilde tahliye bölgesi üzerinde yaşayabilen verimli popülasyonlar olduğunu kanıtladı. Üstelik, bu araştırmalar sırasında radyasyonla yaşama adapte olarak yaşama devam edebilmenin işaretleri de keşfedildi. Misal, tahliye bölgesindeki kurbağalar, dışarıda yaşayan kurbağalardan daha koyu renktelerdi. Bu onlara bir radyasyon savunması sağlıyordu. Çalışmalar ayrıca bireyler üzerinde görülen bazı negatif etkileri de ortaya çıkardı. Mesela böcek türlerinin ömürleri dışarda yaşayan aynı türlere göre daha kısaydı ve radyasyona maruz kalan parazitler tarafından daha çok etkileniyorlardı. Ayrıca yüksek derecede kontamine olmuş bölgelerde yaşayan bazı kuş türlerinde albinizmin yanı sıra fizyolojik ve genetik değişiklikler gözlemlendi.
Radyasyonun Çernobil vahşi yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerinin azlığı, çeşitli faktörlerin bir sonucu olabilir:
İlk olarak yaban hayatı radyasyona karşı düşünüldüğünden çok daha dirençli olabilir. Diğer bir alternatif olasılık, bazı organizmaların radyasyonla başa çıkmalarını ve tahliye bölgesi içinde zarar vermeden yaşamalarını sağlayacak uyarlamalı tepkiler göstermeye başlayabilmesidir.Ek olarak, tahliye bölgesi içindeki insanların yokluğu, özellikle büyük memeliler olmak üzere, birçok türün lehine olabilir. Bu son seçenek, insan faaliyetlerinin yarattığı baskıların orta vadede vahşi yaşam için nükleer bir kazaya göre daha olumsuz olacağını, yani insanın doğal çevre üzerindeki etkisinin oldukça açık bir vizyon olduğunu ortaya koyacaktır.