Buca Belediyesi ana hizmet binasında gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Prof.Dr Canan Madran gerçekleştirdi. Katılımcıların ilgiyle izlediği panelde alanında uzman isimler konuk olarak yer aldı. Kaynaklarını kaybetmeden yeniden kullanan, doğru tasarımlar sayesinde kendini yenileyen bir tekstil ekonomisi yaratmak adına yapılan panele İzmir Çevre Mühendisleri Odası İklim Değişikliği Enerji ve Sürdürülebilirlik Komisyon yürütücüsü Rahile Yeni, Akçakaya Group Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Akçakaya, DCube Döngüsel Ekonomi A.Ş. kurucu üyesi Gülcan Ergün ve Originn Platformu kurucu ortağı Nazey Erdile konuşmacı olarak katıldı.
YAŞADIĞIMIZ BİR BUHRAN
İzmir Çevre Mühendisleri Odası İklim Değişikliği Enerji ve Sürdürülebilirlik Komisyon yürütücüsü Rahile Yeni, gelinen noktada yaşanan hava olaylarına iklim değişikliği demenin mümkün olmadığını, kriz kelimesini kullanmak gerektiğini vurgulayarak, “Neden kriz demeliyiz? Kriz dediğimiz zaman bunun kelime karşılığı buhran. Yani artık ayağa kalkmamız lazım, bu konuda bir şeyler yapmamız lazım” dedi.
Tekstil sektörünün Paris Anlaşması’na uymak zorunda olduğunu belirten Yeni, bu zorunluluğu ise şöyle açıkladı: “Bir tesiste bir üretim gerçekleştiriyorsanız, her bir adımınızın çevresel boyutta, toplumsal boyutta değerlendirilmesi gerekiyor. Çevresel etkisini azalttığınız bir ürün ticari alanda artı bir değer oluşturur. Her ürünün bir karbon ayak izi var. Sanayici ilk adımdan kapıya kadar bir ürünü yönetebilir mi? Bu çok zor. Neden bir ürünün karbon salınımını hesaplamalıyız? Çünkü Paris Anlaşması'nın en önemli maddesi “Karbon vergisidir” Bu durum piyasada rekabet ortamı doğuracaktır. Ürünü almak isteyen sanayici, karbon vergisi düşük olanı tercih edecektir”
YEŞİL YAKALI PATRON
Panelde yeşil yakalı patron olarak tanımlanan Akçakaya Group Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Akçakaya, 18 yıldır tekstil sektöründe ihracatçı olarak var olduklarını belirterek, “ İşletme olarak Paris Anlaşması’na uygun olarak çalışmaya başladığımızda ilk yıllarda büyük zorluklarla karşılaştık, ancak son yıllarda sektörde anlayışın değiştiğini, pek çok organik hammaddeye daha rahat yollardan ulaşabildiğimizi görüyoruz” diye konuştu.
Doğayı ve sürdürülebilirliği düşünerek yeni binalarını tasarladıklarını belirten Yasin Akçakaya, bu anlamda fabrikada güneş enerjisi kullandıklarını belirtti. Akçakaya, “Enerjimizin yüzde 65’ini böyle sağlıyoruz. Yağmur sularını biriktiriyoruz. Arıtma tesisimiz var. Pis suyu da arıtabiliyoruz. Teknolojide smart makinelere geçildi. Bugün geldiğimiz noktada çok mutluyuz ”dedi.
DCube Döngüsel Ekonomi A.Ş. kurucu üyesi Gülcan Ergün, doğa-değer-dönüşüm odağında döngüsel ekonomi çalışmaları yaptıklarından bahsetti. Ergün şöyle konuştu: “Döngüsel ekonomi geri dönüşüm olarak algılanıyordu. Onun için öncelikle farkındalık çalışmaları yaptık. Yeniden Döngüsel Ekonomi için önemli olan şey, ürünün sistemin içinde kalabileceği maksimum oranda kalabilmesi. Atık dediğimiz konu sistemin için de artık hiçbir şekilde kullanılamıyorsa geri dönüşüme girmeli. Atığı çok iyi yönetiyoruz derseniz bu sistemin içinden çıkamayız. Bu nedenle tasarıma çok önem veriyoruz. Atık bir tasarım hatasıdır".
Originn Platformu kurucu ortağı Nazey Erdilek, Sürdürülebilir Moda Platformu alanındaki çalışmalarından bahsederek “Originn olarak her birimizin aynı sofrada konuşuyor olması için çalışmalar yapıyoruz, ürünün tasarlanma sürecindeki servisi ve sistemi tasarlıyoruz ”dedi.