Yeni bir çalışma, geçmişte yaşanan en yoğun El Niño olaylarından bazılarının sonraki yıllarda küresel ekonomide 4 trilyon dolardan fazla zarara neden olduğunu ortaya koyuyor.
Önümüzdeki aylarda etkisini göstermesi beklenen bir El Niño yaklaşırken, dün (18 Mayıs) Science dergisinde yayımlanan araştırma, doğal bir şekilde meydana gelen El Niño iklim modelinin, etkileri yıllar boyunca sürdüğü için küresel ekonomiye trilyonlarca dolara mal olabileceğini gösteriyor.
Rakamlar, yalnızca kısa süreli ekonomik zararları hesaba katarak yürütülen daha önceki çalışmaların gösterdiğinden çok daha yüksek.
Bilim insanları, geçmişte yaşanan en yoğun El Niño olaylarından bazılarının sonraki yıllarda küresel ekonomiye 4 trilyon dolardan fazlaya mal olduğunu ifade ediyor.
İklim krizinin gelecekteki El Niño olaylarının sıklığını ve gücünü artıracağı öngörüldüğünden, araştırmayı yürüten bilim insanları, karbon emisyonlarını azaltmak için mevcut taahhütler yerine getirilse bile, küresel ekonomik kayıpların 21’inci yüzyılın sonunda 84 trilyon dolara ulaşacağını tahmin ediyor.
84 trilyon dolarlık zararın 21’inci yüzyılın küresel ekonomik çıktısında yaklaşık yüzde 1’lik bir azalmaya tekabül ettiği tahmin edilse de, bazı ülkelerin daha yüksek maliyetler ve kayıplar yaşayacağı öngörülüyor. En ağır şekilde etkilenenlerin ise düşük gelirli ülkeler olacağı kaydediliyor.
‘İklim değişikliğine adaptasyonumuz düşündüğümüzden çok daha zayıf’
The Washington Post‘un aktardığına göre, Dartmouth College‘dan doktora adayı ve araştırmanın baş yazar Chris Callahan, “Bu hava olayının bu kadar maliyetli olduğunu fark etmek kesinlikle şaşkınlık yarattı. Bu aşırı hava olayları sonrasında, ekonomik büyümede beş hatta on yıl süren kalıcı buhranlar görülüyor.”
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi‘nden (NOAA) meteorologlar, okyanus sıcaklıkları bu yıl halihazırda rekor seviyelere ulaştığı için 2023’ün sonlarında güçlü bir El Niño olayı bekliyor.
2016’da yaşanan son El Niño döneminde kayıtlardaki en yüksek küresel sıcaklıklar, orman yangınları, kutup buzlarının erimesi ve daha birçok durum yaşandı. Yeni araştırmayı yürüten bilim insanları, çalışmalarında bu rakama yer vermeseler de, 2023 El Niño olayının küresel ekonomiyi önümüzdeki beş yıl içinde 3 trilyon dolar zarara uğratabileceğini tahmin ediyor.
Araştırmanın yazarlarından Dartmouth College‘dan Justin Mankin, “Enerji ve ulaşım sektörlerinizi etkileyen hava ve iklim tehlikeleri söz konusuysa, bunların ekonomi üzerinde farklı açılardan yansımaları olacaktır. İklimdeki değişkenliğinin şimdiki haline adaptasyonumuz, düşündüğümüzden çok daha zayıf düzeyde” diyor.
‘Tropikal ülkeler kişi başı yüzde 5 ila 19 GSYİH kaybetti’
Son 60 yıldaki en büyük iki El Niño olayı 1982-83 ve 1997-98’de meydana geldi ve beş yılı aşkın bir süre içerisinde sırasıyla 4,1 trilyon dolar ve 5,7 trilyon dolar zarara yol açtı. Bu yıllar aynı zamanda kayıp ve zararın daha da derinleşmesine neden olan büyük finansal krizlerle aynı zamana denk geldi. Ancak araştırmacılar bu mali krizleri analizden çıkardığında bile, uzun vadeli küresel GSYİH‘da yine önemli düşüşler keşfetti.
Kayıpların çoğu, El Niño fenomeninin daha yakınında bulunan ve genellikle gelişmekte olan veya düşük gelirli ülkelerde meydana geldi. Araştırma ekibi, örneğin 1998 El Niño olayı gerçekleşmemiş olsaydı, Peru‘da yaşayan ortalama bir kişinin gelirinin 2004’te 1,246 dolar (yüzde 19) daha yüksek olacağını hesapladı. Ekvador, Brezilya ve Endonezya’nın aralarında bulunduğu tropikal ülkeler, kişi başı yüzde 5 ila 19 GSYİH kaybetti.
Mankin, “El Niño’nun maliyetli olduğunu zaten biliyoruz. Biz bu maliyetlerin daha önce anladığımızdan çok daha yüksek olduğunu gösteriyoruz” diyor.
El Niño nedir?
Doğu ve orta Pasifik Okyanusu‘ndaki okyanus sıcaklıklarında yaklaşık her üç ila beş yılda bir görülen yükseliş, El Niño’nun açık belirtilerinden biri. Bu durum dünya genelinde birbirini tetikleyen aşırı hava koşulları yaratarak bir yıla kadar etkili olabiliyor.
Bu dönemde doğu Pasifikte uzanan güney ABD gibi bölgelerde ortalamanın üzerinde yağış ve hatta tahribat yaratan toprak kaymaları yaşanabiliyor.
Okyanusun diğer ucundaki, Endonezya ve güneydoğu Asya gibi bölgelerde ise kuraklık etkili oluyor ve bu kuraklık yıkıcı orman yangınlarını tetikleyebiliyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde ise yıkıcı seller, gıda güvensizliğine yol açabilecek mahsul kayıpları, tropikal hastalıklardaki artış ve balık popülasyonlarında düşüş gibi etkiler gözlemleniyor.
Bu olayların tamamı, hem yerel hem de küresel ekonomileri zarara uğratabiliyor.