Gediz ilçesindeki Murat Dağı’nda, özel bir şirketin siyanürle altın ve gümüş arama tesisi kurulmasına ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu, geçen 8 Mayıs’ta bakanlıkça onaylandı. Murat Dağı’nda siyanür kullanılacak olması Kütahya'nın yanı sıra Eskişehir, Bilecik ve Uşak gibi illerde de tedirginliğe neden oldu. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman, şehirlerin içme sularının da tehlike altında olduğunu ifade ederek, Kütahya'nın Gediz ilçesi sınırlarında bulunan Murat Dağı eteklerinde yapılacak olan siyanürle altın arama çalışmalarının ÇED raporu olumlu sonuçlandı ve altın arama izni verildi. Bu rapora karşı 60 dava açıldı.
Eskişehir Çevre Derneği olarak bu davaların takipçisi olacağız. Bu bölgede yapılacak olan altın arama sonucunda 3 tane önemli çaydan denize siyanür karışması meydana gelecektir. Mesela Porsuk Çayı, Sakarya Nehri’yle birleşerek Ankara, Bilecik, Adapazarı ile birlikte Karadeniz'e dökülecektir. Gediz Çayı, Gediz Nehri’yle birleşip İzmir'deki sulama kanallarıyla birlikte denize dökülecek ama bu arada bu şehirlerin içme ve kullanma sularını zehirlemiş olacak. Tarımsal alanlarda zehirli sularla sulanınca biz de zehirli yiyecekleri yiyeceğiz. Ayrıca havuzlar vasıtasıyla zehirler havaya karışacak, asit yağmurları olarak tekrar doğaya dönecektir. Bu asit yağmurları bitkilerin, hayvanların ve doğanın tahrip olmasına sebep olacaktır dedi.
Eskişehir'in yanı sıra siyanürle altın aramanın Kütahya, Ankara, Adapazarı, İzmir, Uşak, Denizli ve Aydını da etkileyeceğini kaydeden Yurtman, ÇED raporunda zararın telafi edileceği söyleniyor ama doğadaki tahribatı kimsenin telafi etmesi mümkün değil. Bu davaların halkın katılımı ve direnç göstermesiyle kazanılacağına tüm kalbimizle inanıyoruz diye konuştu.
BÖLGEDE 6 MİLYON DÖNÜMLÜK ORMAN VAR
Murat Dağı’ndan çıkan ve küçük su barajına gidip oradan da Uşaka ulaştırılan sulardan içme ve kullanma suyunu temin ediliyor. Sadece Eskişehir değil Uşak, Kütahya ve İzmir bölgesindeki tarım arazileri bu sularla sulanmaktadır. Porsuk Çayı, Küçük Menderes, Büyük Menderes, Susurluk Çayı ve Baraj Çayı bu su kaynaklarından beslenmektedir. Yine Gediz bölgesi kaplıcalar yönünden zengin bir bölgedir. Siyanürlü ayrıştırma ve patlama nedeniyle bu bölgedeki su kaynakları ciddi olarak etkilenecektir. Siyanür havada 2 şekilde bulunur. Toz halinde ve küçük partiküller şeklinde insan sağlığını etkiler. Yani solunum yoluyla insanlara ulaşabildiği gibi toprağa dokunmak ya da yenilen ürünlerden insanların sağlığı etkilenmektedir. Bu su özellikle korunması gereken bir su kaynağıdır. Sadece Porsuk suyunun değil diğer su kaynaklarının da ciddi anlamda etkilemektedir. Orman açısından baktığımız zaman 6 milyon dönümlük bir araziyi kapsıyor.
Bunların hepsi olumsuz etkilenecek. O nedenle siyanürle arama doğru bir yöntem değildir. Bunun bir şekilde başka yöntemleri araştırılmalıdır. İnsanları ne kadar koruyabilirsiniz sudan? Koruyamazsınız. Porsukta balık tutuyorlar, avlanıyorlar. Ya da teknelerle geziyorlar. Suya dokunuyorlar, şehrin dışında çocuklar suya giriyor. Bu suya arsenik ve siyanür bulaşırsa o insanları, çocukları etkileyecektir. Siyanür bu şekilde bulaşarak hemen anında etki etmemektedir. Onu süreç içerisinde daha sonra fark ediyor insanlar. Geç fark etmiş olurlarsa sonucu kötü olur
Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2019, 12:13
Korkunc. Acilen daha yogun duyurulmali. Siyasî partilere belediyelere duyarli sivil toplum orgutlerine sik ve yogun duyurulmali. Bu altininverdigi Turkiye genel sagligina tarimina dolaysiyla ekonomisine verdigi maddi ve vizdani zarari bunun gibi 100 altin madeni geliri karsilayamaz!