Doğaya atılan plastiğin; hava, su ve besinler yoluyla vücudumuza geri döndüğüne dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Profesör Doktor Osman Erk, “Bu durum da obezite, astım, kanser ve kısırlık nedeni” dedi ve ürpertici gerçekleri anlattı...
Plastik maddeler dünyada yaygın olarak kullanılıyor. Türkiye de plastik üretiminde ve kullanımında dünyada önde gelen ülkelerden biridir. Kozmetikler, temizlik malzemeleri, tekstil ürünleri, su şişeleri, oyuncaklar, plastik ambalajlar hatta ilaçlar bile plastik maddeler içerir. Güneş, ısı, rüzgar, hava ve mikroorganizma gibi etkenler de bu plastik maddelerden mikroplastiklerin oluşumuna neden olur. Mikroplastikler çapı 5 mm'den daha küçük plastik parçacıklarıdır. Özetle plastik bir dünyada yaşıyoruz ve hayatımız plastik…
Ambalajlı gıdalara dikkat
Hayvansal ürünlerden özellikle et, balık, süt ürünleri ve sularda bu mikroplastik maddeler bulunabilir. Denizden elde edilen tuzlara bulaştığı da bilinmektedir. Dünya çapında 21 ülkede çeşitli markalardan 39 farklı tuzun 36'sında bu mikroplastik maddeler saptanmıştır. Deniz tuzlarının dışında kaya tuzunda bile mikroplastiklerin bulunması ambalajlardan kaynaklandığını düşündürmektedir. İşlenmiş gıdaların plastik ambalajlarında bol miktarda mikroplastik maddeler, polimerler, renklendirici ve dolgu maddeleri bulunur. Bu kimyasalların soğuk ve sıcak ortamlarda besin tüketilmeden gıdalara sızması mümkündür.
Sağlığımız tehdit altında
Bisfenol A, alkil fenol, fitalat gibi plastik kimyasallar sulara, oradan balıklara ve bu suları tüketen hayvanlara ve nihayet insan vücuduna yerleşir. Bisfenol A, alkil fenol, fitalat gibi plastiklerin vücutta yol açtığı olumsuz etkiler çok iyi bilinmektedir. Bu plastikler yağ hücrelerinin oluşmasına ve genişlemesine, obeziteye, sperm sayısının azalmasına, prostat tümörlerinin oluşmasına, göğüs dokusunun büyümesine, astıma, nörolojik hastalıklara ve diğer kanserlere yol açabilmektedir. Plastikler, vücuda kadınlık hormonu östrojen gibi etki ederek yağ hücrelerinin sayısını ve içerdikleri yağ miktarını artırırlar. Ayrıca, beyindeki açlık ve tokluk merkezlerini etkileyerek bazal metabolizmayı yavaşlatırlar.