Rüzgarda 120 bin MW’a kadar potansiyeli olan Türkiye, 10 bin MW sınırını yeni aşıyor. Önümüzdeki dönem, enerjide iklim baskısının artmasıyla yenilenebilir enerji öne çıkacak, Avrupa Birliği’ne (AB) ihracat yapan sanayici ne üretirse üretsin, sıfır emisyon yarattığını belgelemek zorunda olacak, yeşil enerji sertifikalandırılması kritik önem taşıyacak.
SANKO Enerji CEO’su Hakan Yıldırım, “Hidroelektrik kaynakların kullanımında iyi durumdayız; ayrıca güneş ve jeotermalde de çok yol katedildi fakat hala ciddi potansiyelimiz mevcut, bunların da gerçekleştirilmesiyle portföyü hem enerji arz güvenliği açısından daha dengeli hale getirebilir hem cari açığın düşmesine katkıda bulunabilir hem de iklim hedeflerinin gerçekleşmesine büyük oranda yardımcı olabiliriz” dedi.
Yenilenebilir enerjinin bugününü ve geleceğini Milliyet’e değerlendiren Yıldırım, rüzgarda öncelikle karasal santrale odaklanmak gerektiğini belirterek, “Bu alanda, gelişen türbin teknolojilerini de hesaba katarak, 120 bin MW’a kadar bir potansiyel görüyoruz. Ve biz 10 bin MW sınırını daha yeni aşmak üzereyiz. Ayrıca karasal rüzgar santralleri kurulumu konusunda müthiş bir deneyimimiz ve bilgi birikimimiz var ülke olarak. Bunu mutlaka ülkemiz ekonomisine kazandırmamız gerekir” diye konuştu.
Kovid’e rağmen...
“Teknoloji sayesinde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi maliyetleri giderek düşüyor. Bu alanda yatırımcı iştahı artıyor” diyen Yıldırım, “Yenilenebilir enerji sektörü Kovid-19’a rağmen dünya genelindeki gelişmeler paralelinde Türkiye’de de istikrarlı büyümesini sürdürüyor, bunu geçtiğimiz yıl salgının başlangıcında da öngörmüştük. 2021 ilk çeyreğinde devreye giren bin 180 MW’lık santralin yüzde 98’i yenilenebilir enerji santrali” bilgisini verdi.
Vatandaş neye dikkat etmeli?
Enerjide lisanssız üretimde, ilk 10 yıl için EPDK tarafından kuruş/kWh olarak ilan edilen perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli uygulandığına işaret eden Yıldırım, “Uygulanacak olan bu fiyat, önceki alım fiyatından çok daha düşük bir satış fiyatına tekabül ediyor. Tabii ki, güneş ve rüzgâr yatırımlarındaki maliyet düşüşü bu yatırımların bazılarını hala karlı hale getirebilir. Fakat vatandaşlarımız proje fizibilitelerinde çok daha dikkatli olmalılar. Özellikle kurulması tasarlanan güneş sistemlerinin kurulacağı bina ve çatı kuruluma uygunluğu, malzeme şartnameleri ve standartları ve tesis kurulumunun yatırımcıyı fizibilitedeki üretimlerden saptırmayacak şekilde doğru bir mühendislikle yapılması çok önemli” dedi.