Brezilya Donanması'na ait NAe Sao Paulo isimli savaş gemisinin gövdesi, açık artırmayla Türkiye'deki gemi söküm tersanesi SÖK Denizcilik ve Tic. A.Ş.'yi temsilen Rio de Janeiro şirketi Cormack Maritima tarafından satın alındı ve Aliağa’ya gönderileceği açıklandı. Daha önce de tepkilere neden olan Aliağa'daki gemi söküm faaliyetlerine böylelikle bir yenisi daha eklenirken, gemide yaklaşık 600 ton asbest ve zehirli birçok kimyasal madde bulunduğu bildirildi. Savaş gemisinin Aliağa’ya getirilmesi başta bölge halkı olmak üzere kamuoyunda büyük tepkilerine neden oldu. Konunun uzmanları ile bu gemilerin çevre ve halkı sağlığına zararlarını konuştuk. TEHLİKELİ GEMİ SÖKÜMÜ YASAKLANMALI Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, Aliağa bölgesinin dünyada gelişmiş ülkelerde eşi az görülebilecek düzeyde, yoğunlukta ve çeşitlilikte kirleticilerin bulunduğu bir bölge olduğunu belirtti. Gemi söküm işlemlerinin dünyada Türkiye ile birlikte Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te yoğun olarak yapıldığına dikkat çeken Küçükgül, “Çin’de ise son yıllarda söküm işleri durma noktasına doğru gitmektedir. Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerde yoğun çevre denetimi ve yasal engeller nedeniyle bu işi yapmanın maliyeti çok yüksektir. Önümüzdeki yıllarda da Avrupa ülkeleri bu kapsamdaki tehlikeli ve zararlı atık yüklü gemilerini ülkemize göndermeye devam edecektir. Bu sektörün yöneticileri böylesi bir durumu mutlulukla ve sevinçle beklemektedirler” dedi.
Sökülüp parçalanan gemilerin tehlikeli ve zararlı kimyasallar ile yüklü olduğunu kaydeden Yaser, “Parçalama tekniği vahşice oksijen kaynağı ile yapılırken zararları arttırılmaktadır. Buralarda oluşan tehlikeli zararlı kimyasalların atıklarını arıtmak mümkün olmayıp depolanmaları da şimdiki uygulanan yöntemle ek tehlikeler oluşturmaktadır. Kısaca; yeter artık, tehlikeli gemi sökümü yasaklanmalıdır” diye konuştu.
İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Ahmet Soysal da, “Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), insanlar için kanserojen maddeler listesinde asbesti uzun yıllardan bu yana "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırdığını belirterek, şunları söyledi: “Aliağa’ya getirilmek istenen uçak gemisinin ikizi olan Clemenceau uçak gemisinin İngiltere’de özel koşullarda ve kuru havuz içinde yapılan sökümünde 02 Şubat 2006 tarihli 2006-1010 numaralı Greenpeace raporuna göre söküm öncesi tehlikeli madde raporlarına göre 760 ton asbest, 165 ton PCB, PCTs ve PPB, 475 ton da asbest ve PCB’lerle temas ettiği için tehlikeli madde sınıfına geçen olmak üzere 1500 tona yakın kanser yapıcı tehlikeli madde tespit edilmiştir. Bu tek örnek bile gemi söküm ticaretiyle ülkemizin giderek ne kadar büyük çevre ve insan sağlığı tehditlerinin altına sokulduğunun bir göstergesidir. Üzüntü ile belirmek isteriz ki; ülkemiz yıldan yıla artan atık ithalatı ile dünyanın atık çöplüğü olma politikası yürütmektedir.”
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ise Türkiye’nin başka ülkelerin kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Kınay, “Gemi hakkındaki iddialar ile ilgili olarak sorularımıza ilgili kurum, kuruluş ve kişiler tarafından belgelerle birlikte cevap verilmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden geminin ülkemiz karasularına girişine izin verilmemeli, söküm işlemi gerçekleştirilmemelidir. Aksi durumda, sürecin hukuksuzca yürütüldüğü ve fiili durumla tehlikeli atığın ülkemize sokulduğuna dair endişelerimiz pekişecektir. Türkiye'nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa, hem de ağır sanayinin bulunduğu bölge olması nedeniyle çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Bu nedenle özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Gemi Söküm tesislerinde tehlikeli kimyasallar ve asbest ile iç içe çalışan personelin sağlık riskleri ile birlikte sadece Aliağa değil İzmir’in de çevre ve halk sağlığına yönelik olumsuz etkileri bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Aycan KARADAĞ
KAYNAK : Birgün