ÇEVRE HABER - Çevre Deniz ve Ülkemiz İçin

Önlem alınmazsa kuraklık korona virüsten daha tehlikeli!

GÜNDEM

Önlem alınmazsa kuraklık korona virüsten daha tehlikeli hastalıklara yol açacak Çevre Koruma Mühendisi ve Ziraat Teknisyeni Sedat Acar: "Bu bir felaket senaryosu değil öngörmedir. Tedbirleri almamız gerekir" "Kışın yağan yağmurları depolayabilsek, tarımda kullanabilsek bu bile bizim için devrim olur"

Türkiye genelinde yağışların az olması nedeniyle yaşanan kuraklığa yönelik uyarılarda bulunan uzmanlar, gerekli önlemlerin alınmaması halinde kuraklığın korona virüsten daha tehlikeli hastalıklara sebebiyet verebileceğini söyledi.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yağışlarda azalma yaşandı. Yağışlarda yaşanan bu azalma kuraklığı da beraberinde getirdi. Yağışların azalmasıyla su rezervlerinde yaşanan azalma nedeniyle tarımsal faaliyetler de olumsuz etkileniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tüm dünyayı gelecekte su yüzünden bulaşıcı hastalıkların artacağını ve korona virüsten daha tehlikeli hastalıkların gelebileceği konusunda öngörülerini hatırlatan uzmanlar, tarımsal sulamada ve su tüketiminde kapsamlı önlemlerin alınması konusunda uyarılarda bulundu.

“Pandemi bir felaketti ama daha büyük felaketler ülkemize gelecektir”
Susuzluğun korona virüsten daha tehlikeli neticelere yol açacağını söyleyen Çevre Koruma Mühendisi ve Ziraat Teknisyeni Sedat Acar, “Geçtiğimiz aylarda ve yazın özellikle hiç yağmur yağmadı. Ülkemizde yağmadı ama dünyada da yağmadı. Ülkemizde ise son yılların en kurak bir mevsimini geçirdik. 2020’yi pandemi ile birlikte yaklaşık 56 aydır yağmur yağmıyor. Ülkemizde özellikle İstanbul’da su sıkıntısının hat safhada olduğu gözüküyor. Bazı açıklamalar duyuyoruz son günlerde, işte 40 günlük, 50 günlük suyumuz kaldı diye. İçilebilir su miktarına da gerçekten ulaşmak zor. Dünyanın yüzde 70’i sularla kaplı. Fakat içilebilecek su miktarı yüzde 2,5. Yüzde 2,5’in de sadece 1,5’i ve 1’ine ulaşılabiliyor. Mevcut olan su yataklarımızı kollamamız lazım. Yani mevcut olan temiz su yataklarımızı, muhafazasından veya kirlenmemesine çünkü temiz su kaynaklarına ulaşmak ileride gerçekten çok zor olacak. Kişi başına şuanda Türkiye’de yıllık bin 400 metreküpken şu 5 yıl sonra bin 100’lere düşeceği söyleniyor. Yani bizim artık pandemi bir felaketti ama daha büyük bir felaketler ülkemize gelecektir” dedi.

“Vahşi sulamayla verimli arazilerimizi de öldürmüş oluyoruz”
Vahşi sulamanın tarımsal arazilere verdiği zararın önüne geçilebilmesi amacıyla çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Acar, "Dünyanın gıdaya ihtiyacı var ve bu gıda su ile sağlanıyor. Türkiye’de de kuraklık ve mevsimler özellikle küresel ısınma ile birlikte bunlar kendini göstermeye başladı. Özellikle tarımda görüyoruz ki tarımsal sulamalar artık vahşi sulamadan yani yenilebilir enerji ile birlikte damla sulama yöntemlerine geçmek zorundayız. Yani vahşi sulamayla aslında bizler bir yandan verimli arazilerimizi de öldürmüş oluyoruz. Tuzlandırmış oluyoruz, orada tarım yapılamaz hale geliyor. Yani bu konuda çiftçilerimizin de bilinçli olması gerekiyor. Tarımda belli bir yerlerde kışın yağan yağmurları depolayabilsek, tarımda kullanabilsek bu bile bizim için devrim olur. Türkiye’de son 20 yıldır 30 tane gölümüz kurudu. Bunlar gerek içme suyu olarak kullanılan göllerdi, gerekse tarımsal sulamada kullanılan göllerdi. Yağış miktarımız gerçekten güzel ama yağışlarda da şu an iklimde bir değişiklik var. Eskiden yavaş yavaş yağardı, şimdi 4 ay, 5 ay yağmur yağmıyor ve yağdığında 1 saat içinde yağıyor, afet veya sel felaketi olarak geçiyor” diye konuştu.

“Su bilim kurulu Türkiye’de kurulmalı”
Kuraklık için bir bilim kurulu kurulması gerektiğini söyleyen Acar, “Tarımın ve gıdanın ana kaynağı su. Devlet politikası olarak da nasıl sağlıkta bir bilim kurulu kurduysak, devlet politikası olarak biz su bilim kurulu Türkiye’de kurulmalı. Su yataklarının doğru değerlendirilmesi için. Çiğ sulama yerine damlama sulamayı tercih edersek veya spring sulamayı tercih edersek hem verimliliği arttırmış oluruz. Az yerden çok ürün alırız hem de su kültürünü daha güzel kullanmış oluruz” şeklinde konuştu.

“Günde bin 100 kişi susuzluktan ölüyor”
Kuraklık nedeniyle ilerleyen yıllarda daha büyük olumsuzlukların yaşanabileceğine dikkat çeken Acar, “Özellikle Dünya Sağlık Örgütü ileride su yüzünden bulaşıcı hastalıkların artacağını, yani Korona virüsten daha tehlikeli hastalıkların gelebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Günde yaklaşık bin 100 kişi susuzluğa bağlı bazı hastalıklardan veya susuzluktan günde bin 100 kişi susuzluktan ölüyor dünyada. Bunun 10 yıl sonra milyonları bulabileceğinden bahsediyorlar. Bu bir felaket senaryosu değil öngörmedir. Tedbirleri almamız gerekir. Bunu dünya ülkeleri ile birlikte yönetmemiz gerekir” ifadelerini kullandı.

Kaynak HABERTÜRK

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.