Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Koronavirüs salgınıyla beraber insanın doğaya verdiği tahribatın gün yüzüne çıktığına dikkat çekti.
"Dünyanın dengesini bozduk! "
İnsanlığın uzun bir süredir çevreyi ihmal ettiğini belirten Prof. Dr. İbrahim Özdemir, dünyanın dengesinin bozulduğunu belirterek şunları söyledi:
"Veba deyince aklımıza hep Orta Çağlar geliyordu. Bilim ve teknolojiye olan inancımız, gerçeği görmeyi engelledi. Hayat tarzımız ve ekonomik sistemimiz sebebi ile tabiat bozuluyordu. Çevrecilerin 1960'tan bu yana feryatlarına birçok yönetici ve insan kulaklarını tıkadı. Bunlara göre bilim insanları her şeye çözüm bulacaklardı. Endişelenmeye gerek yoktu. Ölüme bile çare bulunması an meselesi idi. Bazı insanlar çok pahalı estetik ameliyatlarla gençleştiğini sanıp, kendisini kandırmaya devam ettiler. Bir gün öleceklerini düşünmediler.
"Sulara sahip çıkmadık"
Ünlü filozof Sokrates'in 'sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez' sözünü duymazlıktan geldiler. Kendilerini ve yaşam tarzlarını sorgulamayı; sürdürülebilir olup olmadığını sorgulamadılar. Ekonomik sistemin ve bize dayattığı yaşam tarzının sürdürülemez olduğunu bir türlü anlayamadık. Sınırsız ve sorumsuz büyümenin mümkün olmadığını; kâinatın çok hassas denge ve ayarlarla çalıştığını ısrarla göz ardı ettik. Allah'ın 'her şeyi sudan yarattık' sözünün derinliğini kavrayamadık. Sulara sahip çıkmadık. Kullandığımız kimyasal ilaçlarla dereleri, nehirleri, gölleri deniz ve okyanusları kirlettik. Buralarda yaşayan hayvanların bir bir tükenmesi bile çoğumuzu ikna etmedi. Daha çok üretim, daha çok kar ve daha müreffeh bir hayat. Geldiğimiz nokta düşündürücü."
Değişmek zorundayız!
Daha geç olmadan çocuklarımızı ve gelecek nesilleri düşünmek zorunda olduğumuzu kaydeden Prof. Dr. İbrahim Özdemir, "Bu krizin bize gösterdiği gerçek açık ve net: Böyle devam edemeyiz. Değişmek zorundayız. İçinde yaşadığımız toplumu, insanları, hayvanları ve çevreyi birlikte bir bütün olarak düşünmek zorundayız. Yaşam tarzımız diğer insanlara, canlılara ve tabiata zarar vermemeli. Suyu, toprağı, havası ve ormanları ile tabiatın bir sınırı var. Bu sınırı zorlamadan bir yaşam tarzı geliştirmek zorundayız" dedi.
"Evde kal" ile hava kirliliği azaldı
Salgının yayılmasını engellemek için alınan tedbirler kapsamında "Evde kalın" mesajı ile birlikte hava kirliliğinin azaldığını belirten Prof. Dr. İbrahim Özdemir, "Başta Çin olmak üzere her yerde hava ve suyun kirlenmesi azalmış; küresel ısınma yavaşlamış. İstanbul'da bile bu gözlemlendi. Aslında BM Uluslararası İklim Değişikliği Paneline tarafsız bilim insanlarınca sunulan raporlarla tüm bunlar öngörülmüştü. Başta ABD olmak üzere bazı ülkeler gerekli tedbirleri almayı reddettiler. Ekonomimizi etkiler diye geri durdular. Bugün bu ülkelerin ekonomileri kumdan kaleler gibi yıkılıyor; hastaneleri kendi insanına bakamayacak duruma gelmiş" dedi.
Şimdi düşünme zamanı!
İçerisinde bulunduğumuz bu zamanın tüm bu olumsuzlukları düşünüp değerlendirmek için bir fırsat olduğunu kaydeden Prof. Dr. İbrahim Özdemir, şunları söyledi:
"Evlerimize kapatıldığımız ve dışarı çıkamadığımız şu günlerde kendi kendimizi hesaba çekme zamanı: Çevre için ne yaptım? Nesli tükenen hayvanlar için ne yaptım? Çevreyi kirleten firmalara karşı ne yaptım? Çevre ve sağlığımız için zararlı ürünleri üretenlere ve satanlara karşı ne yaptım? Çevre, ormanlar, nehirler, göller ve denizlerin kirlenmesi konusunda sessiz kalan politikacılarla ilgili ne yaptım? Kendimizden başlayarak değişim zamanı. Suyun, havanın, toprağın değerini yeniden keşfetme zamanı. El- yüz temizliği kadar gönül ve kafa temizliğinin de değerini anlama zamanı. Sadece kendimizi önceleyen bencil bir tavrı terk ederek, yaşlılarımız, çocuklarımızı, torunlarımızı düşünme zamanı. Onlar için değişme zamanı. Çevreyi kirleten, tahrip eden kim olursa olsun uyarma ve engelleme zamanı."
"Koronavirüs insanlığa ders verdi"
İsveçli Greta Thunberg'in Ağustos 2019'da bir oturma eylemi başlatarak küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çektiğini hatırlatarak"Bugün bizlerin de harekete geçmesi gerekiyor. Korona bize ne kadar duyarlı olmamız gerektiğini öğretmiş olmalı. Kullandığımız her damla suyun kıymetini keşfetmiş olmamız lazım. Dünyanın her yerindeki uzmanlar 'temizlik, temizlik, temizlik' diyor. Ne ile? Temiz su ile. Ya sularımız tükenirse ya da kirlenirse temizliği ne ile yapacağız? Düşünmesi bile dehşet verici. Benzin, motorin ya da doğal gaz olmadan yaşayabiliriz. Su olmadan yaşayamayız. Aynı şekilde her karış toprağa sahip çıkmak ve onu korumak zorundayız. Her ağacın, ağaca yuva yapan ve öten her kuşun değerini keşfetmek ve onları korumak zorundayız. Korona salgını tüm insanlığa önemli bir ders verdi" dedi.