Bakan Ersoy, İzmir Ticaret Odası'nda gerçekleştirilen "Ege Turizm Planı Değerlendirme Toplantısı"nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ersoy, Ege turizminin, genel turizm pastasında hak ettiği yeri alması için çalışma başlattıklarını söyledi.
"Ege Turizm Merkezi - Çeşme" ve "Ege Turizm Merkezi - Didim" olmak üzere 2 proje hazırladıklarını ifade eden Ersoy, bunlardan ilkinin Çeşme etabı olduğunu, bu projenin ilk tanıtımını yaptıklarını hatırlattı.
Ersoy, bundan sonraki paylaşımları Çeşme'de yapacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Öncelikle toplantının ön yargıların kırılması açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Proje daha ham, geliştiriliyor. Plan aşamasına geçmeden önce de başta bölgedeki sivil toplum kuruluşları olmak üzere genelde Ege turizminde söz sahibi olacak herkesin görüşlerini, fikirlerini almak istiyoruz. Bunla ilgili çalışma planını oluşturuyoruz. Bu bağlamda onlardan aldığımız fikirlerle projeyi geliştirmek istiyoruz. Her şeyden önce bu, bir siyaset üstü proje olarak görülmesi lazım. Ege için doğru olanların yapılması gerekiyor. Buradaki herkesin de bu şekilde yaklaşmasını, kafadan 'karşıyız' diye yaklaşmamalarını, bir dinlemelerini, varsa doğru fikirleri zaten dikkate alacağımız bilmelerini istiyorum. Biz burada bölge insanıyla, söz sahibi olması gereken insanlarla birlikte projeleri geliştirip hayata geçirmek istiyoruz."
Ege'nin kültürüne, yapısına ve doğasına uygun bir proje hazırlandığını aktaran Ersoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyada örnek olacak, parmakla gösterilecek bir proje hazırlanıyor. Sadece Türkiye'nin en iyi projesini değil, dünyanın en iyi turizm projelerinden birini hazırlıyoruz. Dünyadaki bu tarz başarılı olmuş projelerin hepsini inceliyoruz. Onlardan doğru, güzel, başarılı olan örneklerin kısımlarını alıp bu projeye yansıtıyoruz. Denenmiş fakat başarısız olmuş kısımları da bu projeden uzaklaştırıyoruz. Aslında dört 4'lük bir çalışma oluyor. Amaç bugün turizmine değil gelecek 50 yılın turizmine hitap eden bir konsept yaratmak. Bu bağlamda uygun, emin adımlarla ilerliyoruz."
"TAHSİS GELİRLERİNDEN 1 MİLYAR DOLAR CİVARINDA BİR GELİR ELDE EDECEĞİZ"
Bir gazetecinin projenin maliyetinin ne kadar tutacağını ve finansmanın nasıl sağlanacağını sorması üzerine Bakan Ersoy, şunları söyledi:
"Arazinin yüzde 99'luk kısmını devlet kendi tahsis yapıyor. Burada tahsis gelirlerinden 1 milyar dolar civarında bir gelir elde edeceğiz. Bu çok makul hesaplamalarla yapıldı. Bütün bu saydığımız kamu altyapılarını, sosyal ve kültürel faaliyetler için gerekli her şeyi buradan elde ettiğimiz gelirle gerçekleştiriyoruz. Tahsisten elde edeceğimiz gelirle bütün bu yatırımları gerçekleştiriyoruz. Geri kalan toplam yatırımcılarla birlikte tahminen 20 milyar dolarlık bir proje olduğunu ön görüyoruz ama bu tahsis ihalesini alıp yatırımcılar tarafından gerçekleştirilecek yatırım. Devlet onların önünü açmak için gerekli olan altyapı, sosyal ve kültürel alanları yani halkın kullanımı için alanların yatırımı bu tahsisten elde edeceği gelirle sağlayacak. Ne genel bütçeye ne yatırımcıya ne de belediyelere ekstra bir yük getiriyoruz. Hepsini bu kaynakla sağlıyoruz. Burada aslında yükü üstlenen devlet. Arazisini bu yatırım için tahsis ediyor."
Ersoy, haziran ayı gibi proje ekibi oluşturacaklarını, 2021'in son çeyreğine kadar proje ve planları tamamlamayı düşündüklerini, 2021'in son çeyreğinde tahsis ihalelerinin yapılmasını ve 2023'de de hayata geçirmeye başlayacağını bildirdi.
KAMULAŞTIRMA
Ersoy, kamulaştırmalarla ilgili itirazların sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Kamulaştırma alanı bir toplam projede ilk etapta şu anda yüzde 1,98'e kadar düştü. Biz burada üzerinde yapı olan alanlara çok konsantre değiliz. İlk etapta ilan ettik ama aşama aşama o alanları plan dahilinde küçültüyoruz. Kıyı olmazsa olmaz hattımız. Çünkü genel kullanım alanına açık alan olarak tanımlanacağı için burası bizim olmazsa olmazımız. Onun dışında hiçbir yerde çok katı değiliz. Bize başvurular olmaya başladı. Bu talepleri de değerlendirdikten sonra bizim öngörümüz toplam proje alanında kamulaştırılmak zorunda kalacağımız alanın binde 3 civarında olacağını düşünüyoruz. Geri kalanın hepsi çözülmüş olacak. Özel sektör veya girişimciye ait alan çok az. Bunu da bir şekilde çözüp burayı da kamulaştırma bedelini ödeyip yapacağız. Yapılaşmanın olduğu veya tarım alanlarının hepsini de zaten kamulaştırma kapsamından çıkardık. Şu anda konuştuğumuz araziler üzerinde yatırım yapılmamış araziler. Üzerinde binalar varsa onları da çıkarıyoruz zaten. Onları doğru proje ile bu projenin dahli yapacağız."
"KÖYLERİN CAZİBE MERKEZLERİ OLMASINI SAĞLAMALIYIZ"
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, turizm alanı ve köy sağlıklaştırmaları da yapacaklarının altını çizerek "Onlara destek vereceğiz. Çünkü o köylerin yöreye uygun bir şekilde yapılandırılıp oraların bir cazibe merkezleri olmasını sağlamamız gerekiyor. Bu proje gelirleri Çeşme bölgesindeki proje alanıyla sınırlı değil. Biz buradan elde ettiğimiz gelirle özellikle İzmir bölgesinde Kemeraltı ve Agora bölgesindeki yatırımları da tamamlayacağız. Ayrıca buraya yakın çevredeki ören yerleriyle ilgili finansman ihtiyaçları var. Oraların daha hızlı şekilde gün yüzüne çıkarılması için bu yatırımları da tamamlayacağız. Proje kapsamında Ege'nin en büyük müzesi burada yapılıyor. Hem görsel hem güzel sanatlar anlamında. Bunlar da İzmir halkının kullanıma verilmiş olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Projenin sadece turizm projesi olarak görülmemesi gerektiğini, çok önemli bir çevre projesi olarak da geliştiğini ve çevreye duyarlı bölge sertifikasyonu olan dünyadaki ilk proje olacağını belirten Ersoy, şunları kaydetti:
"Yatırımların tamamına çevre belgesi alma şartı getiriyoruz. Dünyadaki tüm çevre belgelerini inceliyoruz. Türkiye'de eksik belgelendirme varsa onları da dahil ederek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da katılmasını sağlayacağız. O belgeleri almaya mecbur tutacağız. Hem proje bazında geniş alanda dünyada ilk çevre belgesi almış bölge olacak hem de bütün yatırımların tamamının çevre standartlarına uygun çevre sertifikalarını alma şartı getirilmiş oluyor."