Milas’a bağlı İkizköy’de, Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi’nin (YK Enerji) Akbelen Ormanı’nı kesmesine karşı mücadele eden ekoloji aktivistlerinin yargılandığı davanın altıncısı dün (27 Mart 2023) Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Davanın hâkimi izinli olduğu için duruşmaya geçici olarak başka bir hakim başkanlık etti. Duruşmaya yargılanan İkizköyli Gülören Demir ile ekoloji aktivisti Füsun Kayra; İkizköylülerin avukatları Arif Ali Cangı, Nehir Bilece ve Pembe Saçar katıldı. İkizköylüleri desteklemek için çok sayıda yurttaş duruşma sırasında Adliye önünde hazır bulundu.
Muğla Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Ayşe Yaka, Yavuz Özhan ve Nadiye Uysal; Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci ve İnsan Hakları Derneği İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çiçek ise duruşmayı izledi.
Mahkeme heyeti tanıkların dinlenmesi ve diğer hususlar hakkında kararı davanın asıl yetkili hakim tarafından değerlendirilmesine, bir sonraki duruşmanın ise 26 Haziran 2023 tarihine ertelenmesine karar verdi.
Duruşma sonunda açıklama yapan Avukat Arif Ali Cangı, davaya dair şunları söyledi: “Akbelen Ormanı’nı yangından ve kesimden korumak isteyen yurttaşlara yapılan hukuksuz jandarma müdahalesi sonucunda haksız yere açılan iki tane kadın arkadaşımızın davası. Kadın arkadaşlarımız ve diğer arkadaşlarımız 10 kişiye karşı 200 civarında jandarma kuvvetiyle gecenin bir saatinde baskına uğradılar, yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar, yaralandılar, gayri insani muameleye tabi tutuldular. Ancak onların vücutlarındaki yaralarına ilişkin alınan sağlık raporu dosyaya girmedi. Onların şikayeti dikkate alınmadı. Suç işleyen iki tane jandarma görevlisinin şikayeti üzerine bu görevliler aynı zamanda soruşturmacı oldular, tutanak tuttular ve bu dava açıldı.”
“Davanın Başından beri Yargılama Yapıldı”Jandarma müdahalesinin hukuksuz olduğunu söyleyen Cangı, “Kim izin verdi, kim emir verdi, bu kadar jandarmanın gecenin bir saatini oraya müdahale etmesine? Hiç kimseden bir yanıt gelmedi. En sonunda şikayetçi olduk. Şikayetimiz üzerine avukatlık meslek hayatımda rastlamadığım bir süratte, bir ay olmadan takipsizlik kararı verildi. Yani şüphelilerin tespiti falan değil, dosya kapatıldı” dedi.
Davanın başından beri avukat olarak, savunma olarak görülmediklerini söyleyen Cangı, “Bizim müvekkillerimiz peşinen cezalandırılmış kişi olarak görüldü, yargılama yapılmadı davanın başından beri. Biz savunma haklarımızı kullandık. Reddi hakim talebinde bulunduk. Barolarımız hakim ve savcı hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayette bulundular ve bu aşamaya geldik” ifadelerini kullandı.
Bugünkü duruşmada geçici olarak görevlendirilen hakim tarafından yargılamanın yapıldığını belirten Cangı, “Hepimiz gördük ki; Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin salonunda, aynı davada; iddianın aynı olduğu, savunmaların aynı olduğu, tarafların aynı olduğu davada duruşma yapılabiliyormuş. Usulüne uygun duruşma yapılabildiğini gördük. Bunu da buraya not düşüyorum” dedi.
“Havası için, suyu için, ormanı için sağlıklı bir çevrede eşit, adil, insanca yaşam için mücadele veren insanlar; kelimenin tam anlamıyla insan hakları savunucularıdır” diyen TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci ise Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor’un davayı özel olarak takip edeceğini belirtti.
Üsterci, “Yalnız değiliz, gerçekten yalnız değiliz. Bu çok önemli bir etkinlik. İnsan hakları savunuculuğu, insan haklarının bir referans ve denetim sistemi olarak, bir referans kavramı olarak çok gerilere düştüğü, insan hakları değerlerinin ayaklar altına alındığı bir ülkede ve dünyada yaşıyoruz. Bu bakımdan bu uluslararası dayanışmanın önemi çok büyük. Bunu sizlerle paylaşmanın mutluluğu içindeyim” ifadelerini kullandı.