AFAD'ın Twitter hesabından, Kanal İstanbul Projesi'nin defaatle depremle ilişkilendirilmesi nedeniyle kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklama yayımlama gereği duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Projenin, yapılması planlanan bölgeye atfedilen deprem tehlike ve riskleri gerçeği yansıtmamaktadır. Hayata geçirilme çalışmalarıyla birlikte gündeme sıklıkla getirilen Kanal İstanbul ve deprem ilişkisine atfedilen deprem tehlike ve riskleri doğru değildir." ifadelerine yer verildi.
Kanal İstanbul Projesi'nin farklı derecelerde deprem bölgelerinde yer aldığı iddia edilse de bilimsel gerçeğin oldukça farklı olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde yer altına ait veriler daha iyi analiz edilmektedir. Bu çerçevede 2018 yılında yayımlanan Yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası ile 'derece' ve 'bölge' kavramları artık kullanılmamaktadır. Yeni haritamıza göre deprem tehlikesi, koordinatlarına göre, nokta bazlı olarak, en büyük yer ivmesi değerleri ile belirlenmektedir. Ülke çapındaki tüm yapı üretimleri ile projelerin, bu noktasal değerler baz alınarak gerçekleştirilmesi yasal bir zorunluluktur. İkinci olarak, Kanal İstanbul güzergahı boyunca fay hatları olduğu, yeryüzü ve yeraltı gerilme dengelerini bozarak yeni depremlerin davet edileceği gibi iddialar bilimsellikten tamamen uzaktır."
Türkiye'de deprem üreten veya üretebilecek fayların, yetkili kurum olan MTA Genel Müdürlüğü tarafından çalışıldığı ve haritalandığı aktarılan açıklamada, "İlgili kurum ve kuruluşların çalışmalarında bu haritalar baz alınmaktadır. 2013 yılında güncellenen Türkiye Diri Fay Haritası'nın İstanbul bölümüne bakıldığında, Kanal İstanbul güzergahı boyunca kayda değer bir depreme neden olacak diri fay bulunmamaktadır. Ayrıca bahse konu yapılacak kanal çalışmalarının fayları tetiklemesi ile ilgili tartışmaların hiçbir bilimsel bir dayanağı yoktur." bilgisi verildi