KURŞUN KİRLİLİĞİ
Eline oltasını alan herkesin denize olta attığını belirten Prof. Dr. Gökoğlu, "Her yer misina ve kurşunlarla dolu. İster istemez bir de kurşun kirliliği söz konusu. Bunları avuç avuç topluyoruz" dedi. Deniz dibindeki metal atıkların deniz ekosistemini etkilediğini, deniz organizmalarında birikim yaptığını vurgulayan Prof. Dr. Gökoğlu, deniz dibindeki atıkların metal kirliliğine neden olmanın yanı sıra, denizdeki akıntıyı da etkilediğini söyledi. Akıntının bu nedenle kesildiğini ifade eden Prof. Dr. Gökoğlu, "Bu atıklar balıkçının ağına ve misinasına da zarar veriyor. Hatta bu cisimlere takılıp kalan ağ, hayalet ağ olarak ekosistemi tüketmeye devam ediyor. Bu bile ekosistem açısından çok kötü ve sakıncalı bir durum. Nerede metal varsa, ona takılı ağlar görüyoruz. Çoğu canlıyı bu ağlardan kurtarıp bırakıyoruz. Hepsinde ağ ve misinalar var" ifadelerini kullandı.
'BAŞKA DENİZİMİZ YOK'
Denizdeki atıkların toplanması ve ekonomiye kazandırılmasının mümkün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökoğlu, "Denizden ekmeğini kazanan ve bu işi yapmaya hazır insanlar var. Bu atıklar toplanırsa hem ekonomiye kazandırılır, hem de deniz temizlenir. Ancak sanırım yasalar buna izin vermiyor ve denizden bir şey çıkarmak için izin alınması gerekiyor" diye konuştu.
Dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı’nda denizin içinde borular, direkler, korkuluklar, iskeleler, şezlonglar, yazın kıyıda inşa edilen metal aksamlarla karşılaştıklarını ifade eden Prof. Dr. Gökoğlu, "En azından bunlar toplanmalı. Başka denizimiz yok. Başka Antalya da yok. Antalya’nın sermayesi de deniz. Yanlışları düzeltmeliyiz. Türkiye’ye yakışan budur. Bir seferberlik başlatmalıyız bu konuda" diye çağrıda bulundu.
Kendisine düşen görevi yapmaya hazır olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökoğlu, “Her şey güzel bir Türkiye, insanımız ve turizm için" dedi.