Arazisi engebeli olan ve yüksek dağlarla çevrili Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki pirinç üretimi uzun yıllardır devam ediyor. Motorlu araçların girmediği ya da girmekte zorluk çektiği küçücük tarlalarda ayları bulan bir insan emeği söz konusu. Çoğunlukla geleneksel yöntemlerle ekim yapan çiftçiler, organik yöntemler izliyor ve bu uzun, zahmetli uğraş için birbirlerine yardım ediyor.
Irak sınırında bulunan ilçede bir sanayi kuruluşu yok, zaman zaman yapılan sınır ticareti dışında 15 binlik nüfusu olan ilçenin temel geçim kaynağı tarımsal faaliyetler. Karasal iklimin dışında kalan, ılıman iklimiyle bir çok tarım ürünün yetiştiği ilçede; ceviz, hurma ve nar gibi meyveler de yetişiyor.
İlçenin en çok öne çıkan ürünü ise pirinç. Nisan ayıyla beraber oluşturulan çamur havuzlarında çeltik ekimi yapılıyor. Bu işlem, hasadın alındığı Eylül ayına kadar devam ediyor ve oldukça zahmetli bir süreç. Sadece pirinç değil, toprakları verimli olan ilçede incir, nar, Trabzon hurması ve susam gibi ürünler de yetiştiriliyor. Hatta yılda iki ayrı ürünün alındığı araziler de var
Organik Olan Pirince İlgi ArtıyorResmi rakamlara göre ilçede 3 bin hektarı aşkın ekilebilecek arazi var. Ve yaklaşık 400 çiftçi bu arazilerden gelen ürünlerle geçimini sağlıyor. Son yıllara kadar ev ihtiyacı için pirinç, susam gibi ürünler ekiliyorken son yıllarda satışı da başladı. Hatta çiftçilerden Şaban Kanat, İstanbul gibi kentlerden pirinç sipariş edenler olduğunu söylüyor. Bunun nedeni ise organik olması: “Buğday, Mısır, Susam gibi ürünler de var bölgede. Meyve çeşitliliği açısından oldukça zengin bir bölge. Bahar aylarında başlayan uğraş, kış aylarına kadar devam ediyor. Bazı tarlalarda iki ürün hasılatı yapılabiliyor. Çünkü topraklar verimli ve hava sıcak. Genelde bu ürünler kullanımlık üretiliyor ama satanlar da var. İstanbul’a kadar pirince talep oluyor çünkü tamamıyla organik.”
Köylüler Büyük bir Emek İsteyen bu Uğraş için Sık Sık YardımlaşıyorMakineleşme çağına rağmen buradaki işlemlerin çoğu insan gücüyle yapılıyor. Arazinin sarp ve engebeli olduğu bölgede, traktör gibi iş makinaları çoğu zaman pirincin toplanarak düzlük bir alana çıkarıldığı ve sapla ayrıştırıldığı aşama kullanılıyor. Geri kalan aşamalarda ise köylüler yardımlaşarak bu zahmetli süreci tamamlamaya çalışıyor. Kanat, bununla ilgili şu sözlere yer veriyor: “Pirincin ekim işlemi, 1 Nisan’da başlıyor ve mayıs sonuna kadar devam ediyor. Daha önce hayvan gücüyle ekim oluyordu, son yıllarda iş makinaları da kullanılıyor. Büyük bir emek isteyen bir süreç. Bu yüzden köylüler birbirlerine yardım ederek imece usulü yapıyor bu işlemi. Eylülün başına kadar işlem sürüyor. Belirli aşamaları var. Gübreleme, ayıklama işlemler gerçekleşiyor. Havaların ısınmasıyla da pirinç olgunlaşıyor. Çin’de olduğu gibi yine imece usulüyle hasat yapılıyor. Biçilip bir meydana toplanılıyor ve üzerinde makinalar gezdirilir. Daha sonra da pirinç ile sapı ayrılır.”
Su Kaynaklarını Azaltan İklim Krizi Burayı da Olumsuz EtkilediÖnceden çimlendirilen çeltik fideleri havuzlarda ekimi yapıldıktan yetişip, başak verene kadar suyun içinde büyüyor. Dolasıyla bu faaliyet için önemli bir su kapasitesine ihtiyaç var. Ancak son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına almaya başlayan iklim krizi, buradaki tarımsal faaliyeti de olumsuz etkilemiş. Kanat’a göre su kaynakları son dönemlerde çok az kısımlık bir araziye yetebiliyor: “Çeltik tarlaların suya ihtiyacı çok ancak maalesef bölgede mevcut su kaynakları hızla azalıyor. Su kaynakları, eskiden 60 tarlaya yetebiliyorken şu an ancak 20 tarlaya yetiyor. Küresel iklim krizinin etkisini direkt hissediyoruz. Ayrıca bir tedbir yok, ilçe sakinleri var olan kaynaklarla içme suyu ve tarımsal ihtiyaçlarını gideriyor.”