ÇEVRE HABER - Çevre Deniz ve Ülkemiz İçin

IPCC Yeni Raporu: 2030’a Kadar Emisyonlar Yarı Yarıya Azaltılabilir

ÇEVRE

IPCC’nin son raporuna göre, 2030’a kadar emisyonları en az yarı yarıya azaltmak için tüm sektörlerin önünde fırsat var.

2010-2019’da yıllık ortalama küresel seragazı emisyonları insanlık tarihindeki en yüksek seviyelerindeydi, ancak büyüme hızı yavaşladı. Tüm sektörlerde ani ve derin emisyon azaltımları olmadan, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama hedefine ulaşmak mümkün gözükmüyor. Bununla birlikte bilim insanları, bugün yayımlanan en son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda, iklim eyleminin getirilerinin artan kanıtları olduğunu söyledi.

2010 yılından bu yana güneş ve rüzgar enerjisi ve pil maliyetlerinde %85’e varan düşüşler yaşandı. Bir dizi politika ve yasanın küresel ölçekte uygulanması enerji verimliliğini güçlendirdi, ormansızlaşma oranlarını azalttı ve yenilenebilir enerjinin yayılmasını hızlandırdı.

IPCC Başkanı Hoesung Lee, “Bir yol ayrımındayız. Şimdi aldığımız kararlar yaşanabilir bir geleceği güvence altına alabilir. Isınmayı sınırlamak için gereken araçlara ve bilgi birikimine sahibiz. Birçok ülkedeki iklim eylemi beni umutlandırıyor. Dünyanın farklı yerlerinde etkili olduğu kanıtlanmış politikalar, düzenlemeler ve piyasa araçları bulunuyor. Bunlar çoğaltılır ve daha geniş ve adil bir şekilde uygulanırsa, derin emisyon azaltımlarını destekleyebilir ve inovasyonu teşvik edebilir” dedi.

IPCC Çalışma Grubu III Raporu’nun Politika Yapıcılar için Özeti, “İklim Değişikliği 2022: İklim Değişikliğinin Azaltılması”, 4 Nisan 2022’de IPCC’nin 195 üye hükümeti tarafından 21 Mart’ta başlayan sanal bir onay oturumunda onaylandı. Çalışma 65 ülkeden 278 yazar tarafından hazırlandı. Bu, IPCC’nin bu yıl tamamlanacak Altıncı Değerlendirme Raporu’nun (AR6) üçüncü bölümü.

2030’a Kadar Emisyonları En Az Yarıya İndirmek için Tüm Sektörlerin Fırsatı Var

Küresel ısınmanın sınırlandırılması, enerji sektöründe büyük geçişler gerektirecek. Bu, fosil yakıt kullanımında önemli bir azalmayı, yaygın elektrifikasyonu, iyileştirilmiş enerji verimliliğini ve alternatif yakıtların (hidrojen gibi) kullanımını içerecek.

IPCC Çalışma Grubu III Eş Başkanı Priyadarshi Shukla, “Yaşam tarzlarımızda ve davranışlarımızda değişiklik yapılmasını sağlamak için doğru politikalara, altyapıya ve teknolojiye sahip olmak, 2050 yılına kadar seragazı emisyonlarında %40-70’lik bir azalmayla sonuçlanabilir. Bu, kullanılmayan önemli bir potansiyel sunuyor. Kanıtlar ayrıca bu yaşam tarzı değişikliklerinin sağlığımızı ve refahımızı iyileştirebileceğini gösteriyor” dedi.

Şehirler ve diğer kentsel alanlar da emisyonların azaltılması için önemli fırsatlar sunuyor. Bunlar arasında daha düşük enerji tüketimi (örneğin, kompakt, yürünebilir şehirler yaratmak gibi), düşük emisyonlu enerji kaynaklarıyla birlikte ulaşımın elektrifikasyonu ve doğayı kullanarak gelişmiş karbon depolaması yolu gibi seçenekler bulunuyor. Yerleşik, hızla büyüyen ve yeni şehirler için de fırsatlar mevcut.

IPCC Çalışma Grubu III Eş Başkanı Jim Skea, “Neredeyse tüm iklimlerde sıfır enerji veya sıfır karbon bina örnekleri görüyoruz. Bu 10 yılda eylem, binaların azaltım potansiyelini yakalamak için kritik öneme sahip” dedi.

Sanayide emisyonların azaltılması; malzemelerin daha verimli kullanılmasını, ürünlerin yeniden kullanılmasını ve geri dönüştürülmesini ve atıkları en aza indirmeyi içerecek. Çelik, inşaat malzemeleri ve kimyasallar da dahil olmak üzere temel malzemeler için, düşük ila sıfır seragazı üretim süreçleri pilot aşamasında.

Bu sektör, küresel emisyonların yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Net sıfıra ulaşmak zor olacak ve yeni üretim süreçleri, düşük ve sıfır emisyonlu elektrik, hidrojen ve bazı durumlarda karbon yakalama ve depolama gerektirecek.

Tarım, ormancılık ve diğer arazi kullanımı, büyük ölçekli emisyon azaltımları sağlayabilir ve ayrıca karbondioksiti büyük ölçekte ortadan kaldırabilir ve depolayabilir. Ancak bu, diğer sektörlerdeki gecikmiş emisyon azaltımlarını telafi edemez. Verilecek yanıtlar biyoçeşitliliğe fayda sağlayabilir, iklim değişikliğine uyum sağlamamıza ve geçim kaynaklarını, yiyecek ve suyu ve odun kaynaklarını güvence altına almamıza yardımcı olabilir.

Önümüzdeki Beş Sene Kritik

Değerlendirilen senaryolarda, ısınmayı yaklaşık 1,5°C ile sınırlamak, küresel seragazı emisyonlarının en geç 2025’ten önce zirveye ulaşmasını ve 2030 yılına kadar %43 oranında azaltılmasını gerektiriyor; aynı zamanda metanın da yaklaşık üçte bir oranında azaltılması gerekecek. Bu yapılsa bile 1.5 derece eşiğinin geçici olarak aşılması, ancak yüzyılın sonunda tekrar eşiğin altına gelmesi bekleniyor.

Skea, “Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak istiyorsak bunu şimdi yapabiliriz ya da asla yapamayız. Tüm sektörlerde acil ve derin emisyon azaltımları olmadan bu hedefe ulaşmak imkansız” dedi.

Karbondioksit emisyonları net sıfıra ulaştığında küresel sıcaklık dengelenecek. 1,5°C için bu, 2050’lerin başında küresel olarak net sıfır karbondioksit emisyonuna ulaşılması anlamına geliyor. 2 derece için ise bu tarih 2070’lerin başı.

Değerlendirme, ısınmanın yaklaşık 2 derece ile sınırlandırıldığı senaryoda, küresel seragazı emisyonlarının en geç 2025’ten önce zirveye ulaşmasını ve 2030’a kadar dörtte bir oranında azaltılması gerektiğini gösteriyor.

Yatırım Boşluğunu Kapatmak

Rapor, teknolojilerin ötesine bakıyor ve finansal akışların, ısınmayı 2 derece ile sınırlamak için 2030 yılına kadar ihtiyaç duyulan seviyelerden üç ila altı kat daha düşük olmasına rağmen, yatırım boşluklarını kapatmak için yeterli küresel sermaye ve likidite olduğunu gösteriyor. Ancak bu, kamu sektörü finansmanı ve politikasının daha güçlü bir şekilde uyum sağlaması da dahil olmak üzere hükümetlerden ve uluslararası toplumdan gelen net sinyallere bağlı.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na Ulaşmak

İklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve bunlara uyum sağlamada hızlandırılmış ve adil iklim eylemi, sürdürülebilir kalkınma için kritik öneme sahip. Verilecek bazı cevaplar; karbonu emebilir ve depolayabilir ve aynı zamanda toplulukların iklim etkilerini sınırlandırmasına yardımcı olabilir. Örneğin şehirlerde park ve açık alan ağları, sulak alanlar ve kentsel tarım sel riskini azaltabilir ve ısı adası etkilerini azaltabilir.

Sanayide emisyon azaltımı, çevresel etkileri azaltırken istihdam ve iş fırsatlarını artırabilir. Yenilenebilir kaynaklarla elektrifikasyon ve toplu taşımadaki değişimler sağlığı, istihdamı ve eşitliği güçlendirebilir.

Skea, “İklim değişikliği, bir yüzyıldan fazla devam eden sürdürülemez enerji ve arazi kullanımının, yaşam tarzlarının ve tüketim ve üretim kalıplarının sonucu. Bu rapor, şimdi harekete geçmenin bizi daha adil ve daha sürdürülebilir bir dünyaya nasıl taşıyabileceğini gösteriyor” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.