İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) mülkü olan Galata Kulesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Galata Kulesi için İBB’nin tahliye edilmesi kararının çıkmasına rağmen tapu için açılan dava şu ana kadar sonuçlanmadı. Mimarlar Odası’ndan Esin Köymen, yaşananların Galataport’la başlayan sürecin devamı olduğunu vurgulayarak, "Halkın sahille bağlantısı kesilmeye çalışılıyor" dedi.
İBB’nin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı tapu tescilinin iptali istemi ile açtığı davada tarihi kulenin 3’üncü kişilere devredilmemesi için ihtiyati tedbir konulmuştu. Ana tapu davası sürerken tedbir kararına rağmen tahliye işlemi gerçekleştirildi. BirGün'den Burak Abatay'ın haberine göre, kamuoyunda büyük tepki toplayan süreç hakkında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Esin Köymen de değerlendirmelerde bulundu.
"Tahribatlar kültür askı söylemiyle örtülüyor"İnsanların denizle ilişkisinin kopartılmaya çalışıldığına dikkat çeken Köymen yaşananları şöyle değerlendirdi:
“Sermaye odaklı bir dönüşümün gerçekleştirildiği Galataport projesine karşı; Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ile birlikte açtığımız pek çok davamız var. Kıyıları ve kültürel varlıkları büyük oranda tahrip eden bu projenin bir parçası olarak; Galataport’tan başlayıp Galata Kulesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Atlas Pasajı’nın bulunduğu güzergâhtan geçerek, yeni yapılan Atatürk Kültür Merkezi’nde sona erecek olan “Beyoğlu Kültür Yolu Projesi” Kültür ve Turizm Bakanı tarafından da açıklanmıştı.
İnsanların denizle ilişkisini kopartan, sahil şeridini özel şirketlerinin kullanımına sunarak halka kapatan ve rant uğruna sosyal ve kültürel dokuyu bozan Galataport projesi kapsamında Galata Kulesi ve çevresiyle ilgili olarak da mülkiyetlerden kullanım şekillerine kadar çok farklı düzenlemelerin yapılmak istendiği anlaşılmaktadır. Galata Kulesinin mülkiyetinin İBB’den alınarak vakıflara devredilmesi de bu sürecin bir parçasıdır. Özelleştirmeler ve yapılan uygulamalarla kültürel dokuda yaratılan büyük tahribatlar, “kültür aksı” söylemiyle örtülmeye çalışılmaktadır.”
"Yerel yönetimlere bu şekilde müdahale edilmesi demokratik teamüllerle kabul edilemez"TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Akif Burak Atlar ise sürecin siyasi iktidarın yereldeki yetki ve tasarrufların merkezileştirilmesi olarak yorumladı. Atlar değerlendirmesinde, “Yerel seçimlerin hemen ardından bu yönde oluşan beklentiler yavaş yavaş hayata geçiriliyor. Yakın zaman önce Boğaziçi alanı için de benzer bir niyet gündeme gelmişti. Yetki ve mülkiyetlerin merkeze devredilmesi sadece inisiyatifin değil, yerel yönetime ait gelirlerin de merkeze aktarılması anlamına geliyor. Yerel yönetimlere bu şekilde müdahale edilmesi demokratik teamüllerle kabul edilemez” ifadelerini kullandı.