Çernobil’de yaşanan felaketin ardından yıllar geçse de sorunların bitmediğini gördüklerini belirten Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Çernobil nükleer felaketinin 34. yıldönümü. Aradan 34 yıl geçmesine karşın felaketin etkilerinin geçmediğini hepimiz görüyoruz. Ukrayna’da oluşan son orman yangınının ardından Çernobil’deki radyasyonun yeniden, hem de 14 kat yükselmesi; ülkemizdeki nükleer santrallerle ilgili projelerin tekrar düşünülmesi gerektiğini hepimize gösteriyor. Mersin Akkuyu’da başlayan ve sonra Sinop’ta yapılması planlanan nükleer santraller, ülkemiz için çok büyük risk oluşturuyor. Hem ekolojik sisteme vereceği zarar hem de atıkların ne olacağı soruları bu tesislerin yapılmaması gerektiğini açıkça bize anlatıyor” dedi.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından Gaziemir’de 13 yıl önce tespit edilen eski kurşun döküm fabrikasının bahçesindeki tehlikeli atık ve radyoaktif maddelerin halen daha temizlenemediğini de vurgulayan Başkan Arda, şunları söyledi:
“Tesisin 70 dönümlük bahçesinde 100 bin ton nükleer atık tespit edilmişti. Ölçümlerde radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştı. Uzmanlar; tehlikeli atıkların toprak, hava, suya karışarak halen daha tehlike saçtığını belirtmişlerdi. Bu atıkların olduğu alan İzmir’in Çernobil’i olarak anılmaya devam ediyor. Nükleer santral yapımı için çalışan Türkiye, daha Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer atıkları ortadan kaldıramamıştır. İlçemizdeki eski kurşun fabrikasında ortaya çıkan, sadece nükleer santrallarda uranyumun ayrışması sonucu oluşan europium 152-154 bulaşık atıklar, tüm İzmir’i tehdit etmeye devam ediyor. Sadece nükleer santrallerde oluşabilen bu atıklar, ülkemizde kurulu bir nükleer santral bulunmadığı halde oraya nereden ve nasıl geldi? O atıklar 13 yılda neden bilimsel yöntemlere uygun bertaraf edilmedi?"