Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
"Değerli basın mensupları, kıymetli hemşerilerim, bugün burada kutsal bir görev için toplanmış bulunuyoruz. Köyümüze, suyumuza, toprağımıza, insanımıza sahip çıkıyoruz.
Burada yaşayan Gürgen Köylüler olarak atalarımızdan, dedelerimizden bize miras kalan bu cennet vatan köşesini korumak ve bu mirası çocuklarımıza aktarmak mecburiyetindeyiz. Bu dereler, suyumuzu 50 yıl boyunca hortumlayacak HES firmalarının insiyatifine bırakılamaz. Bu amaç doğrultusunda 2008'den beri HES'lere karşı bir mücadele içindeyiz.
Şimdi süreçle ilgili bazı konuları sizinle paylaşmak istiyorum.
2010 yılında Rize Güneysu Gürgen Deresi üzerinde BARO ENERJİ tarafından projelendirilen Alicik HES projesine ait Çed Raporu, ve İPEK YOLU ENERJİ tarafından projelendirilen Kale HES Projesine ait Çed Raporu Bilir Kişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporlar doğrultusunda Rize idare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Ancak şu anda aynı dere üzerinde BARO ENERJİ tarafından bir Hes çalışması yürütülmektedir.
Bütün HES projelerinde ve ÇED sürecinde izlenmesi gereken yol ve yöntemler yasalarda mevcuttur. Ancak Alicik HES projesinin aciliyeti her ne ise, yasalar ve ahlak kuralları adeta hiçe sayılarak bu çalışmalar yürütülmektedir.
Birincisi, Hes borusu döşenmeye başlayana kadar vatandaşa, size yol yapıyoruz, denildi. Borular döşenmeye başlayana kadar kimsenin böyle bir Hes projesinden haberi yoktu. Kısacası bu konuda vatandaşlar kandırıldı. Şimdi halkı bu şekilde kandıranlara soruyorum: Burada yol mu yapılıyor yoksa Hes mi? Eğer dediğiniz gibi yol yapılıyorsa, bu borular neyin nesi, bu boruları ne yapacaksınız?
İkincisi de hiçbir dayanağı olmadan, hiçbir tanıtım, bilgilendirme toplantısı yapılmadan, hukuksuz, kaçak bir şekilde HES çalışması yapılmaktadır. Mahkeme kararları hiçe sayılarak, Bilir Kişi incelemesindeki hassasiyetler görmezden gelinerek, vatandaşların onayı alınmadan bu çalışmalar devam etmektedir.
Projenin neyi, nereyi kapsadığı, nasıl yapılacağı hakkında hiçbir bilgi-belge yoktur. Tamamen yasa dışı, hukuksuz bir çalışma yapılarak suç işlenmektedir.
Bu işlerin bir süreci vardır. Bu prosedüre uyulmadan adeta yangından mal kaçırırcasına bir telaşla oldu-bittiye getirilmek isteniyor.
Bu belirsizlik karşısında vatandaşların endişesi, zaten kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan derede, HES yapılması durumunda derenin bataklığa dönüşeceği, iklim değişikliğine sebep olacağı ve köydeki yaşamı olumsuz etkileyeceği yönündedir. Ayrıca derelerimizle özdeşleşen kırmızı pullu alabalık neslinin her geçen gün azaldığını düşünürsek, zamanla Gürgen deresinde bu balık türü tamamen yok olacaktır. Bu düşünceler, 2010 yılında aynı dere üzerinde planlanan Alicik HES Projesine açılan davada bilir kişi raporlarında da yer almaktadır.
Bir diğer önemli konu, bu dere üzerinde 4 adet değirmen vardır. Bu değirmenlerin suyu nereden gelecektir?
Zaten bu derede Gürgen HES ve Kale HES arasında çok sınırlı bir alanda dere nefes almaktadır.
Bu dere, Handüzü Yaylası Turizm Bölgesi yolu üzerindedir. Bu bölgede turizmin her geçen gün geliştiğini düşünürsek, zamanla bu dere üzerinde alabalık çiftlikleri ve dinlenme tesisleri HESprojesinin yapılması durumunda hayata geçemeyecektir. Böylece bölge turizmi ve dolayısıyla da bölge ekonomisi bu durumdan zarar görecektir.
Değerli basın mensupları,
Şimdi ilgili ve yetkililere soruyoruz; 2010 yılında kapsamlı bir Bilir Kişi incelemesi sonucunda tutulan rapordaki veriler, bu derede HES'in yapılması durumunda adeta bir çevre felaketi oluşabileceği yönündeydi. Rize İdare Mahkemesi de bu rapora dayanarak projeyi iptal etmişti. Simdi ne değişti de, üstelik Çed Raporu sürecine uyulmadan böyle bir projeye izin verildi? Üstelik suya duyulan ihtiyaç her geçen gün daha fazla artış gösterirken… Hatta Rize’de yaşanan su sıkıntısının sebebi, vadilerin yeterince yağış alamaması ve su kaynaklarının azalma eğiliminde olması diye Rize Belediye Başkanlığı tarafından da bir açıklama yapıldı.
Ayrıca 2010 yılında Çed raporunu iptal ettirdiğimiz proje tamamen değiştirilmiş, Alicik1 ve Alicik 2 Regulatörleri, dere kenarında yapılan ve derenin her iki tarafını bir kale gibi ikiye ayıran metrelerce yükseklikteki perde betonun arkasından devam etmektedir.
Metrelerce yükseklikteki perde beton, gençler için doğal bir yüzme alanı olan derelerdeki havuzlara ulaşmayı imkansız hale getirmiştir. İnsan ve diğer hiçbir canlının geçemeyeceği bu duvar, adeta köyü kuzey ve güney diye ikiye ayırmıştır. Bölgedeki hayvancılığı da düşünecek olursak, hayvanların dereden hiçbir şekilde yararlanması söz konusu değildir. Bu duvar, yaban hayvanlarının göç yollarını kapattığı için bölgedeki bazı türlerde zaman içinde orantısız bir değişim doğuracaktır.
Bir diğer önemli nokta ise boru geçişine izin verilmeyen yerlerden araziler dolaşılmak suretiyle projede değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklik sonucunda, duvar derenin akış yönünü değiştirerek bazı evleri riskli duruma getirmiştir.
Burada bir çok hukuksuzluk mevcut iken, firmanın çalışmalara devam etmesi, arkasında hangi gücün olduğu konusunda soru işaretleri doğurmuştur.
Bu arada 2010 yılında dava açtığımız, aynı dere üzerindeki Tepe HES Çed raporunun Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra, Güneysu Belediyesinin bu dere üzerinde yaptığı içme suyu projesi şu anda Güneysu ve köylerine içme suyu sağlamaktadır. Hes iptal oldu, su gerçek sahibinin, yöre halkının hizmetine sunulmuş oldu. Yani bir başka deyişle buradaki Hes projesi hayata geçseydi su projesi hayata geçirilemeyecekti. Sadece bu örnek bile suyun yöre halkı için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bahsettiğimiz bu içme suyu projesiyle zaten suyun önemli bir kısmı alınmıştır. Ancak 9.33 Megawat gücündeki Alicik HES'in bir önceki projeye göre gücünde bir değişiklik olmamıştır. Bu durum da ayrı bir tutarsızlıktır.
Sonuç olarak, bu projeye ait ÇED süreci doğru yürütülmediği için hukuken yok hükmündedir. Dolayısıyla bu çalışmalar da hukuksuz bir şekilde yürütülmektedir. Hukuksuz ve kaçak olarak yürütülen bu çalışmaların çevreye ve insan ilişkilerine daha fazla zarar vermeden bir an önce durdurulmasını istiyoruz.
Bütün bu olumsuzlukları dikkate alarak, bu şartlarda, bu projenin devam etmesi durumunda vatandaşlar ve ilgili şirket arasında çok büyük sorunlar çıkabileceği endişesini taşıyoruz. Bu sebeple, Handüzü Yaylası Kültür Çevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Yönetim Kurulu, üyelerimiz ve vatandaşlarımızın ortak düşüncesi-kararı, bu HES projesinin bir an önce durdurulmasıdır. İlgili makamların da bu hassasiyeti göz önünde bulunduracaklarına inanıyoruz.
Aksi halde haklarımızı Rize İdare Mahkemelerinde arayacağımızı bildiririz."