Bir süredir İkizköylülerin, müze müdürlüğünün bazı arkeolojik kazı çalışmalar, örneklemeler yaptığını söylemesinin üzerine 15 Haziran’da Akbelen Ormanı’nda sahaya inen Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, arkeolojik kalıntıları belgelediklerini belirtti. Atal, bulunan kalıntıların doğal bir şekilde oluşamayacak kadar düz bir şekilde kesildiğini ve neredeyse kesin olarak bunların geçmiş uygarlıklara ait olduğunu söyledi.
Daha önce Işıkdere Mahallesi’nin kamulaştırılmasına değinen Atal, mahallenin kamulaştırma kılıfında gasp edildiğini söyledi ve ekledi: “Burada daha önce Işıkdere mahallesini kamulaştırmışlardı, daha doğrusu kamulaştırma kılıfı altında gasp etmişlerdi. Şu anda Türkiye’de kamulaştırma ismi altındaki işlemler halkın mülksüzleştirme politikasının bir aparatı olarak kullanılıyor ve halkın mülkiyeti şirketler lehine gasp ediliyor. Şu andaki sistem tamamen buna çanak tutacak, bunu ayarlayacak şekilde tasarlanmış.”
Daha Önce Çıkartılan Kalıntılar Satılmış Olabilir2022 yılının son aylarında hem içerisinde 200-300 yıllık taş evler bulunan Işıkdere Mahallesi hem de üzerindeki tarihi camiyi yıkmışlardı. Mahallenin yıkımı ardından Bizans, Roma ve Karya dönemlerine ait arkeolojik kalıntılar çıktığını belirten Atal, bu kalıntıların Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’na göre taşınmaz kültür varlığı olduğunu ve yerinde sergilenmesi gerektiğini hatırlattı. Aslında kanuna göre taşınmaz kültür varlığı olan kalıntıların Ören’e götürüldüğü söyleniyor. Ancak Atal yaptığı basın açıklamasında Ören’de buluntulara rastlamadığını, şirket avukatı ve müze müdürünün ise kendisine yaptıkları açıklamada “her döneme ait bir buluntu sergilenmekte” dediğini öne sürdü. Geri kalan buluntular hakkında da konuşan Atal, “Zannediyorum buradan çıkarttıkları şeyleri de satıyorlar. Yani bir şekilde buradaki tarihi varlıkları ne yaptıklarını bilmiyoruz. Satıyor olmasalar bu kadar hassas davranacaklarını hiç düşünmüyorum” yorumunda bulundu.
Daha önce Işıkdere Mahallesindeki tarihi, kültürel varlıklarla ilgili olarak Muğla Üçüncü İdare Mahkemesi’ne bir dava açtıklarından bahseden Atal, “Muğla’daki İdare Mahkemesi hakimleri 5’li çetenin hakimleri gibi hareket ediyor. 2016’dan bu yana AKP’li avukatlar hakimliğe devşirildi ve şu anda çoğunlukla mahkemelerden karar almamız çok zorlaştı. Biz bunu her fırsatta dile getiriyoruz” dedi. Bunun yanı sıra Muğla Üçüncü İdare Mahkemesi, altından; Roma, Karya, Bizans dönemi uygarlığına ait buluntular çıkan Işıkdere Mahallesi ile ilgili olarak açılan davada keşif ve bilirkişi incelemesi yapmadan davayı reddetti.
UNESCO’ya ve ICOMOS’a Şikayet EdilecekAvukat Atal, Akbelen Ormanın’da Anayasa’nın 10’uncu maddesinin ihlal edildiğini söyledi. Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre hiçbir zümreye, hiçbir sınıfa imtiyaz tanınamaz ve kanun önünde herkes eşittir. Buna karşın Atal, “Muğla Milas’ta ve Türkiye’de her yerinde termik, maden, nükleer sermayesi imtiyazlı” derken, Limak İÇTAŞ’ın eylemlerinin hukuksuzluğunun altını çizdi. Bu doğrultuda Muğla 1. İdare Mahkemesi heyeti ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi heyeti hakimlikten atılmaları talebiyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayet edildi ancak cevap alınamadı.
Atal, Akbelen Ormanı’nda yeni çıkan arkeolojik buluntular ve daha önceki Işıkdere Mahallesi ile ilgili kanuni uygulamalarından kaynaklanan bu fiili durum nedeniyle Limak’ı, müzeyi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı UNESCO’ya ve ICOMOS’a şikayet etmeyi planladıklarını da ifade etti.