YILDIZ Teknik Üniversitesi Rüzgar Enerjisi Kulübü Başkanı Mert Mustafa Tekin, "Halk arasında rüzgar türbinlerinin çok sesli çalıştığına dair yanlış bir bilgi var. Bu doğru değil. Aksine rüzgar türbinleri evdeki buzdolaplarımızdan bile daha sessiz çalışır. Hatta çoğu kez rüzgarın sesi rüzgar türbinlerinin çıkardığı sesten daha fazladır” dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rüzgar Enerjisi Kulübü Başkanı Mert Mustafa Tekin, dünyada ve Türkiye'de nüfus, sanayi kuruluşları ve teknolojik cihazların artış göstermesiyle birlikte enerjiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artığını belirtti. İklim değişikliğinin yarattığı küresel ısınma tehdidi sebebiyle alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin her geçen gün daha da artığını ifade eden Mert Mustafa Tekin, "Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından oldukça avantajlı bir coğrafik konumda. Ancak ülkemizde bazı doğru bilinen yanlışlar sebebiyle yeterince Rüzgar Enerji Satrali (RES) kurulumu yapılamıyor. RES kurulumu yapılacak bölgelerde bulunan vatandaşlar, 'santralin gürültü yapacağı, tarıma zarar vereceği' gibi yanlış bilgilendirme nedeniyle bu yatırıma karşı çıkıyor. Marmara Denizi ve çevre illeri, Ege Denizi, Bursa, Çanakkale, İzmir ve Balıkesir’i takip eden 'S' şeklinde rüzgar yönü ile en verimli olacağı bölgeler iken çevre halkının tepkisi nedeniyle buralarda yeterince yatırım yapılamıyor. Bu bölgelere yeni rüzgar türbinlerinin kurulması halinde rüzgar enerjisinden üretilen elektrik 7 bin megawattan 43 bin megawata çıkacak" diye konuştu.
"BUZDOLABINDAN DAHA SESSİZ ÇALIŞIYOR"
RES’ler hakkında halk arasında çok fazla yanlış bilgi olduğunu belirten Tekin, "Rüzgar türbini basit olarak rüzgarın kinetik enerjisini elektrik enerjisine çeviren mekanizmalardır. Rüzgar türbinlerinin kurulumu çok basit. Yeter ki ölçümleri doğru yapılıp yeri doğru belirlensin. Kurulumu kısa sürede yapılıyor. Halk arasında rüzgar türbinlerinin çok ses çalıştığına dair yanlış bir bilgi var. Bu doğru değil. Aksine rüzgar türbinleri evdeki buzdolaplarımızdan bile daha sessiz çalışır. Hatta çoğu kez rüzgarın sesi rüzgar türbinlerinin çıkardığı sesten daha fazladır” dedi.
"KURULAN SANTRALLER TARIMA VE HAYVANCILIĞA ZARAR VERMEZ"
Santrallerin tarıma ve hayvancılığa zarar vermeyeceğini belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği öğrencisi Tolga Kahve de, "Rüzgar türbinleri kurulduğu alanların yalnızca yüzde 1’lik kısmını kaplıyor. Geri kalan kısımlarda tarım, hayvancılık veya ormancılık gibi faaliyetler sorunsuz bir şekilde yapılmaya devam edilebilir. Rüzgar türbinleri bu tür faaliyetlere kesinlikle engel olmuyor. Çıkardığı ses çok düşük olduğu için hayvanları ürkütmüyor. Rüzgar türbinleri, atık oluşturmadığı için çevre kirliliği oluşturmuyor. Ayrıca rüzgar türbinleri kurulmadan önce bölgenin dinamik, statik 5 yıllık tüm ölçümleri yapılıyor. Türbinlerin deprem ve heyelan gibi doğal afetlere ne kadar dayanıklı olduğu konusunda fizibilite raporu olduğu için bu tür doğal afetlere türbinlere etki etmesi çok da mümkün değil” diye konuştu.
'SAÇ KURUTMA MAKİNESİ RES’LERDEN DAHA FAZLA RADYASYON YAYIYOR'
Rüzgar enerji santrallerinin radyasyon durumuyla ilgili bilgiler veren Yıldız Teknik Üniversitesi Rüzgar Enerji Kulübü Başkan Yardımcısı Mevlüt Yeşilyurt ise, “Rüzgar türbinlerinde elektronik radyasyon sağlayan elektronik jeneratörler ve trafolar olmak üzere 2 yer vardır. Bunların yaymış olduğu radyasyon minimum boyutta ve alanı çok dardır. Hatta yapılan araştırmalar sonucunda türbinlerine yanında olsanız bile radyasyon sizi etkilemeyecek kadar çok düşüktür. Saç kurutma makineleri çevresine rüzgar türbinlerinden daha fazla radyasyon yaymaktadır. Dünya çevre örgütlerinin desteklediği enerji üretimi rüzgar enerjisidir. Bunun sebebi de günümüzün en büyük problemlerinden olan iklim değişikliğidir. İklim değişikliğinin sebebi de küresel ısınmadır. Küresel ısınmanın sebebi ise karbon salınımı ile alakalıdır. Dünyada ihtiyaç duyulan bir enerji var ve bu enerji bir şekilde üretilecek. Bu enerjiyi üretirken de karbon salınımı olmayan, doğaya en yararlı rüzgar enerji sistemleridir. Rüzgar türbinleri hiçbir atık ortaya çıkarmaz. Suyu kirletmez. Asit yağmurlarına sebep olabilecek sülfür asidi ve partikülleri meydana çıkarmaz. Bunların hepsini birleştirdiğimizde enerji üretirken doğaya en az zararı verecek olan rüzgar enerji sistemlerini tercih etmeliyiz. Marmara Bölgesi ve özellikle de Bursa rüzgar potansiyeli açısından Türkiye’nin en verimli bölgelerinden. Türkiye’nin hava kirliliği en fazla olan illerinden Bursa’da hava kirliliğini azaltma yolları arasında rüzgar enerjisine geçişin artırılması yer alıyor” dedi.
"HALK BİLİNÇLENDİRİLMELİ VE DAHA FAZLA YATIRIM YAPILMALIDIR"
Yeşilyurt, “Türkiye’de şu an rüzgar türbinlerinden elde ettiğimiz enerji 7 bin megawatttır. Marmara Denizi ve çevre illeri, Ege Denizi, Bursa, Çanakkale, İzmir ve Balıkesir’i takip eden 'S' şeklinde rüzgar vardır. Bu bölgelere rüzgar türbinlerini kurduğumuz zaman 43 bin megawattlık enerji elde etme imkanımız var. Rüzgar türbinleri çevre halkını da kapsayacak şekilde herkes için bir kazançtır. Bunlara yönelmeli, önündeki engeller kaldırılmalı, halk bu konuda bilinçlendirilmeli ve daha fazla yatırım yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Rüzgar enerji santralleri hakkında doğru bilinen yanlışlar
YORUM EKLE
1
İstanbul için korkutan rapor! 11 yıl sonra...
2
"Türkiye temiz enerjiye yönelmeli"
3
İzmir buluşmaları 'Tarım ve Sağlıklı Gıdaya...
4
"Haydi Türkiye Bisiklete" projesinde öncü...
5
Küresel ısınma Everest'te acı gerçeği ortaya...
6
Çernobil'de bulunan radyasyondan bin kat fazla...
7
Çernobil dizisi iyot tabletleri satışlarını etkiledi
8
Seferihisar’da 8 halk plajına mavi bayrak
9
Maden ocağında boru patladı, kimyasal içerikli...
10
Ordu’da maden kıyımı
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler