Marmara Denizi'ni saran ve yayılmaya devam eden müsilaj yani deniz salyası sorunu için çözüm aranıyor.
İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, müsilaj sorununun acil çözülmesi için kısa vadede yapılması gerekenleri anlattı.
"Şu anda ölüm başlamış durumda. Ölüm oldu ve sonuçlarını görüyoruz" ifadelerini kullanan Bozoğlu, "Öncelikle 7-24 müsilajın oluştuğu bölgelerde deniz sıyırıcıların çalışması gerekiyor. Bu müsilajın buradan mutlaka toplanması gerekiyor" dedi.
Bozoğlu, toplanan müsilajın doğaya bırakılmadan biyolojik arıtma tesislerinde arıtılması gerektiğinin de altını çizdi.
Bazı üniversitelerin müsilajın genetik kodlarını belirlemek için çalışmalar yaptığını hatırlatan Bozoğlu, "Hangi canlı türlerinden ortaya çıktığı belirlenmeye çalışıyor. Bu karakter belirlendikten sonra da bu müsilajı çözecek olan farkı bakteri türleriyle beraber spreyleme yöntemiyle çalışmaların yapılması gerekiyor. Krizin yönetilmesi açısından acil olarak yapılması gereken bu" diye konuştu.
Bozoğlu, atık su arıtma tesislerinin sağlam bir şekilde denetlenmesi ve doğru bir şekilde işletilmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Ne yazık ki ülkemizde atık su artıma tesisleri göz ardı ediliyor. Ülkemizde içme su arıtma tesisine bir hassasiyet vardır; çünkü musluğumuzdan akan su herkesin önüne gelen bir mesele. Ama atık su arıtma tesisleri kentten uzaklaştıktan sonra vatandaşlarımız görmüyor ve dikkate almıyor. Hiçbir şey için geç değil."
Müsilajın denizdeki canlıların besi maddelerini tüketerek oluşturduğu organik bir madde olduğunu söyleyen Bozoğlu; karbonhidrat, yağ ve protein içeriği olan tabakanın yoğun bir şekilde arttığı zaman ciddi bir problem haline geldiğini belirtti.
Bozoğlu, "Özellikle Marmara Denizi'nde yaşanan olayda yosunlar için denizin içindeki canlılar için besin kaynağı olan ve bizim için kirletici madde olan azot ve fosfor miktarının yoğun bir şekilde artmasıyla birlikte müsilaj miktarı da artmaya başladı" dedi.
Müsilajın temel nedeninin kirlilik olduğunu belirten Bozoğlu, kentlerde ortaya çıkan atık suların sağlıklı bir şekilde arıtılamamış olması ve azot fosfor giderinin yapılmamış olmasından kaynaklı kirlilik birikimi olduğunu söyledi.
Sanayiden ve Marmara Bölgesi'ndeki yaşam alanlarından çıkan atık suların denize boşaltıldığını söyleyen Bozoğlu, "Ama ileri biyolojik arıtma sistemi uygulanmadığı için azot ve fosfor giderimi yapılmadığı için bu kirlilik artmaya başlıyor. Burada yapılması gereken şey öncelikle atık su tesislerimizin sağlıklı bir şekilde bakanlık tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
İklim krizine de dikkat çeken Bozoğlu,şunları kaydetti:
"Bir de kuşkusuz iklim kriziyle mücadele etmemiz gerekiyor. Sera gazı emisyonlarımızı azaltmamız Türkiye olarak dünyadaki bu mücadeleye, Paris İklim Anlaşması ile ortaya konulan çabalara katkı vermemiz gerekiyor. İklim krizine karşı mücadele etmemiz gerekiyor. İklim krizi ifadesini çok kullanıyoruz. Buradaki mesele, artık dünya çapında çözülmesi gereken bir konu olduğu için yapmamız gereken şey iklim değişikliğinde uyuma da odaklanmamız."